Tuesday, June 12, 2007

Aylak Adam' ın "Biralama Şarkısı"


Her baharın yaza merhabasında
İnerim akşamları Beşiktaş' a
Şöyle kısa koşu biralamaya
Hey doslar haberiniz ola !

Aylak Adam

11 Haziran 2007

Tuesday, June 5, 2007

Her Ay 1 Kitap Oku Kampanyası ( Ocak - Mayıs dönemi )

Uzun bir süre çeşitli sebeplerle ( ! ) KİTAP OKUYAMAZ hale gelmiştim ve bu yıl itibari ile “ EN AZ” olma kaydıyla “ Her Ay Bir Kitap Oku” onu da birşekilde paylaş ki ruhundaki etkileşimi daha kalıcı ve sağlam olsun diye düşündüm .Bu uğurda şu ana kadarki 5 ay süresince 5 kitap okumayı da başarabildim . Bunlar sırası ile ;
Ocak 2007 - "Başın Öne Eğilmesin Sabahattin Ali'nin Romanı" - Hıfzı Topuz - 264 sayfa
S.Ali'nin otobiyografik ve trajik hikasesini roman tadında sunuyor Hıfzı Topuz bu romanında . Yazar aynı zamanda kişisel dostluğunun olduğu ya da döneme ve Ali'ye o dönemlerde yakın dostluk edenleri de yakın tanıdığı için olayları roman kurgusunda gerçeklerle çok güzel bir biçimde birleştiriyor. Sabahattin Ali'nin gerçekten maceralacı ruhunu , mücadelesini , dönemin ve ülkemizin önemli isimleriyle olan dostluklarını çekişmelerini( Nazım Hikmet- Cemal Kutay- Aziz Nesin - Milli Eğitim Bakanı Tonguç , Boratav'lar vd.) romanda yakından öğrenme ve o duyguları yaşama şansı buluyoruz . Özellikle Aziz Nesin ile çıkardıkları Marko Paşa dönemini ilgiyle okuyacaksınız . Tabii Sabahattin Ali denilince asıl önemli olay onun politik tavrı ve bu uğruda hapishanede geçirdiği dönemler ve sonunda da faili meçhul bir biçimde öldürülmesinin izlerini ve belkide cinayete yıllar sonrada ipucu verecek noktalara değiniyor yazar . Kitapta ayrıca S.Ali ile ilgili en dikkat çekici yönlerden biri olan kadınlar karşı olan ilgisi ve aşklarıyla ilgili de önemli bir derinlik var , kitap birçok yönüyle sınırlı sayıda sayfada edebiyat ve politik dünyamızın bu en önemli isimlerinden birini okurlar için bence oldukça başarıyla sunuyor . Sonuçta kitap bittiğinde bu ülkede , ülkenin siyasi, politik ,düşün dünyasının nasıl ceterfilli yollardan geldiğine ve yine nasıl bunlara karşı tahamülsüz olunduğuna ve bu çekişmelerin yıllar geçmesine rağmen halen devam edebiliyor olduğuna şahitlik ediyor ve istemeseniz bile düşünmeye yönlendiyor okuru ... Mutlaka okunması gereken özel bir roman bence .
Şubat 2007 - On Bir Futbol Öyküsü - Camilo Jose Cela Can Yayınları– 96 Sayfa
Yazarın çok farklı bir dille Latin , Akdeniz edebiyatı tadında , İspanyol edebiyatına has bir dille yazılmış çeşitli konulardan derlenmiş zor öykülerinde futbol ya da futbolun çağrışım yaptığı ya da içinde barındırdığı kimi unsurların içine serpiştirildiği bu öyküler doğrusu beni okurken oldukça zorladı . Etkileyici öyküler kadar içinde belki de çeviriden kaynanlanan konsantrasyonu ve anlam bütünlügünü zorlayan gariplikler vardı . Ayrıca çok yanncı terim kitaptaki orjinal haliyle çeviride yer almış gibi geldi bana , buda konsantrasyonumu ciddi derecede zorlamıştı . Ama inantçı tavrım ve futbol dilencisi mantığım ona ait herşeyden bir tat alınabileceğine inadırmıştı beni kimi öykülerden büyük haz aldığımı söyleyerek noktalıyorum yorumumu ...
Mart 2007 - Hayalet Dansı A.B Collins - Ahmet Balkan – Yumuşak G Yayınları – 244 sayfa
Baştan söylemeliyim ki bu kitabı bir sokak kitapçısından çok düşük bir maliyete almıştım . Başlığı , kapağı Amerikan yerlilerine olan özel merağımdan ve bu konuda çıkmış tüm gördüğüm Türkçe kaynakları okumak isteğimden olsa gerek beni çekti . Ancak baştan söyleyeyim çok iyi niyetli bir çaba olmasına rağmen bu polisiye roman bence başarısızdı . Öncelikle yazar bir Türk ancak kitapta neden se takma bir ingilizce isim kullanmış onu dışında romandaki kurgu çok ana hatlarıyla ikinci sınıf bir amerikan filmi senaryosu gibi kurgulanmış , bir bütünlük romanda var , okurken acaba bundan sonra nasıl kurgulamış diye merak bille etiğimi itiraf etmeliyim ama doğrusu beni hayrete düşürecek kadar şaşırtamadı . Bence tüm bunların yanında - konuya biraz yakın olan biri olarak- roman kahramanlarını Kızılderililerden seçmesi , Kızılderili Kültürü üzerinden ve cinayetlerde bu kültürün izlerinin olmasından dolayı yazarın bu konuda çok fazla tutarsızlığı , bilgileri birbine karıştırdığı , yine daldan dala atlayarak kulaktan duyma ve izlenilen sinema filimlerinden esinlenir gibi yarım bilgileri bir bütünmüş ve doğruymuş gibi gösterdiği kızılderili kültürü üzerine verdiği bilgilerdir beni okurken rahatsız etti . Hayalet Dansı'nın neden çıktığı önemli bir süreçtir bu sürecin devamının bugüne yansımasını katil bir kabile olayı gibi göstermesi , yine farklı kabile kültürlerini tek bir kızılderili kültürü gibi empoze etmesi , Kızılderili Bürosu yetkilisinin Kızılderili tarihi konusunda ki çok temel bilinenler konusunda bilgisiz gibi gösterilmesi , kızılderli okulları hakkındaki vurguları tamamen kulaktan duyma ver yarım yamalk bilgiler dayanıyor . Konu hakkında bilgisi olmayan okurlar için önemsiz ayrıntılar olabilir ama benim için rahatsız edici unsurlardı bunlar . Yazarın ben bir kitap yamalıyım deyip düşünmeye başladığı ve bu konu ilgi çeker diyerek yeterince araştırma yapmadan yazdığı izlenimine kapıldığımı belirtmeliyim . Özel meraklılar dışında tavsiye etmiyorum .
Nisan 2007 - El DiegoDiego Maradona - Goa Yayın- 272 Sayfa
Eğer futbolu seviyorsanız ve onu yalnızca bu ülkenin belli başlı medya organlarından takip etmek dışında dahada fazlası için uğraş veren ve futbolun aynı zamanda sadece futbol olmadığına inanalardansanız ve futbol kültürü ve kahramanları hakkında okuma merakınız varsa , onun ötesinde ve özelde bir Maradona hayranı iseniz , ya da ona kızıyor onu lanetliyorsanız bu kitabı MUTLAKA OKUMALISINIZ . Belliki Maradona anlatmış bir yazar onu kaleme almış ve edit etmiş ama olsun , gerçekten okurken Maradona'yı dinliyor hissine ben kapıldım bunu belitrmeliyim.
Kitap özellikle çocukluğundaki dönem ve ilk profosyonel maçına çıktığı Argentino Juniors dönemlerini çok çarpıcı veriyor . Yoksulluğun tek ilacının olduğu futbolun bir küçük çocuğu nasıl dünyanın en büyük futbol ilahı yaptığını hissedebiliyorsunuz . Bunun dışında Boca'ya transfer oluşunun müthiş hikayesini , Barcelona'da başkana (Nunes) niye embesil dediğini , Muhteşem Napoli yıllarını , Amerikalıları 100 milyon dolar önermelerine rağmen çifte vatandaşık konusunda nasıl reddettiğini , Milli takım yıllarını Boca ile nasıl para için belkide dünya rekoru kırarcasına 4 kıtada 1 haftada yaptığı maçların hikayelerini bu kitapta Maradona'nın ağzından dinler gibi oluyorsunuz ve de dinliyorsunuz zaten . Bu arada Maradona'nın nasıl sadece bir futbolcu olmadığını ve neden dünyanın en büyük futbolcusu olduğunun karizmasını anlama şansına sahip olacak ona birkez daha şapka çıkaracaksınız . Bir tek konu hariç ; uyuşturucu ... Ona da kitapta zaten ayrıntıyla değinmiyor ve kötü olduğunu vurgusu yapılarak geçiliyor , sanırım kitabı okuyacak çocukların ve gençlerinde olacağı düşünülereke ki bende bunu doğru buldum .
Mayıs 2007 - Cumartesi - Ian McEwan - YKY Yayınları -270 sayfa
Yazarın bir ya da hepsi emin değilim romanlarını yazarken hergün bir cümle yazarak tamamladığı yönünde birşey duymuştum , bunu ilginç bulmuş ve yazarı okumak istemiştim . Dolayısı ile bir romanını 3 yılda tamaladığı şekline bir bilgi ulaşmıştı kulağıma . Bilmiyorum Cumartesi bu tekniklemi yazılmış ama çok enteresan bir ironi olduğunu düşünüyorum bu durum karşısında çünkü bu başarılı romanda yazar kahramanı olan sinir cerahı - beyin - doktor Parowne'nun bir Cumartesi sabahı gün doğumundan önce odasının camını açıp dışarıya bakmasından yine tam 24 saat sonrasına yakın bir dilimde geçridiği bir günü anlatıyor . Doktor kahramanınımızın diliyle bu 24 saati onunla beraber yaşatıyor bize . Doğrusu konu ağır ve aksak başlıyor , sonrasında belli bir ritmi buluyor günün sonunda ki akşam saatinde ki ev buluşmasında doruğa çıkıp ilerleyen saatlerde tepmo hafifçe ve uygun biçimde düşerek günün sonunda huşu içinde sonlanıyor . Dr Perowne'nin tüm hayatını kapsayan - aslına bakarsanız modern hayatın ve şehir yaşamının içinde genellikle işini öenmseyen ve başarılı görünen birçok insanın sıradan hikayesinin ciddi bir sunumu ve sorgusu niteliğinde denilebilir bu kitabın ana özüne - sıradanlaşmış yaşamının bir kesitine şahitlik ediyoruz . İş , çocuklar , eş- cinsellik- yaşlı anne- arkadaşı ile squash maçı - sokak gösterileri - politik tartışmalar ve sokakta karışıtığı alakasız bir olay ve sokakların dili vb. Tüm bunların dışında bu samimi ve içten duyguların kitapta ayrıntılarla anlatılışı ve yazarın beyin cerahhisi gibi , ve blues muziği gibi iki spesifik konuda müthiş araştımış ya da konuya hakim olduğunu hissediyorum - beyin cerahisini bilmem ama blues konusunda gayet iyiydi - . Bu doğrusu benim için kitapta dikkat çeken önemli ayrıntılardı . Yine gözlem yeteneğine dayanan tasvirler ve anlatımlar ayrıntılarla okuru etkiliyor .
Kısa notum şudur : Tavsiye ederim sabırla okuyun ilginizi çekeceğine ve keyif vereceğine eminim . Sorgulayıcı birçok noktada bulacaksınız kendi hayatınızada dair ...
Aylak Adam yorumladı
Haziran 2007
Gelecek ay için okumaya başladığım kitap
Akdeniz’in Kitabı
Yazar: Predrag Matvejević
Çevirmen: Tolga Esmer
Sayfa: 245
Yayınevi : YKY

Monday, June 4, 2007

Aylak Adam Gözüyle 3 ( Mayıs 2007 )

Türkiye’nin çok sıcak siyasi gündemi ve tarihi süreç ...

Küresel ısınmayla beraber heryönüyle sıcak siyasi gündemiyle Türkiye nisandan sonra Mayıs ayına da sıcak başladı. Cumhuriyet mitinglerine rağmen cumhurbaşkanı olarak Gül’ü seçtimek için toplanan AKP tabanlı meclisin ilk tur oylamasına CHP’nin Anayasa Mahkemesine yaptığı itiraz kabul edildi ve ilk tur iptal edildi bunun üzerine bir anda ülke seçim sürecine girdi ve 22 Temmuz’da erken secim kararı alındı . Bunun yanısıra siyasi partilerde de haraketlilik yaşandı , önce DYP ve ANAP , Demokrat Parti adı altında birleşme kararı aldı . Sonrasında DSP , CHP saflarından secime katılıp güçbirliğiyle görece solda nisbi bir birleşme sağladılar .(Sonradan ANAP – DYP birlikteli parçalandı ve olmadı ) . Genelkurmay bu süreçte olaya direk müdahil olarak “ Laik Cumhuriyetten yana “ olan tavrını bir Cuma gecesi internet sitesinde yayınlayarak kimilerine göre muhtıra , kimilerine göre anti demokratik bir baskı kimilerine görede görevi olan ve kanunlarla kendine verilen haklarını kullanarak tavrını net olarak gösterdi. Bu arada yeni cumhurbaşkanı seçilene kadar Sezer’in mi yoksa Meclis Başkanı Arınç’ın mı görevi sürdüreceği tartışması da kısa sürdü ve Sezer olaya noktayı koydu : Cumhurbaşkanı benim ! Tüm bu sıcak iç gündem Türkiye’nin mayıs ayındaki önemli siyasi gündemini oluşturdu .
TÜRKİYE
Mayıs 2007 gündemine dair kısa notlar


1 Mayıs korkusu : Sayın vali eylem yaptırmayacağım diye en ilkel yöntemi buldu , herşey yasak ! Bu komik uygulama milyonlarca İstanbul’luyu sokakalarda rezil etti. İstanbul'daki 1 Mayıs kutlamalarına yönelik Fatih Sultan Mehmet ve Boğaziçi Köprüsü'nde alınan güvenlik önlemleri nedeniyle özellikle kentin Avrupa yakasına geçişlerde büyük sorun yaşandı . Polisin köprülerden geçişleri tek şeride düşürmesi ve vapurların da çalışmaması nedeniyle kentin Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçiş tamamen kilitlendi. İstanbul Valisi Muammer Güler'in verdiği emir ile vapurların çalışmadığı bir günde trafiğin tek şeride düşürülmesine İstanbullular isyan etti. Borsa geç açıldı . Resmi kutlamalar Kadıköy’de yapılırken DİSK’ın ısrarlı tutumu ve 30 yıl önce taksimde ölen arkadaşlarını anmak ve kutlamayı Taksim’de yapmak için girişimlerinde polis göstericilere olağanüstü sert davrandı , görüntüler tüm dünya basınında da yer buldu . O sabah Üsküdar’dan karşıya deniz yoluyla geçmeyi bekleyen insanlardan biri olarak , vatandaşların icgüdüsel ve doğaçlama bir tepkiyle yolu trafiğe kapamasına ve valiyi istifaya davet etmesine şahit oldum .

Cumhurbaşkanlığı birinci tur seçiminde de 367 rakamına ulaşılamadı ve sonuç alınamadı. Gül’ün "Adaylıktan çekileceğim açıklaması", Anayasa gereği Meclis’in "Derhal seçime gitmesini gündeme getirdi. Bu da "seçim tarihinin değişmesi gerektiği" yolunda yeni bir tartışma başlattı. Anayasa Mahkemesi’nin, cumhurbaşkanlığı seçiminde Meclis’in en az 367 milletvekiliyle toplanması yönündeki kararı nedeniyle dün tekrarlanan birinci turda da sonuç alınamadı.

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer CHP ile yapılan “görüşmeleri sürekli kılma” kararını aldıklarını söyledi. Sezer, “Güç birliğini mutlaka gerçekleştirmek ve güç birliğiyle seçime gitmek kararlılığındayız” dedi.

Mitingler devam etti :
Ankara, İstanbul, Manisa ve Çanakkale
'den sonra Cumhuriyet Mitingi dün yüzbinlerce kişinin katılımıyla İzmir'de Gündoğdu Meydanı'nda yapıldı. Solda birlik için görüşen CHP ve DSP liderlerinin mitingde bir araya gelmemesi dikkat çekti. Samsun'da 20 Mayıs’da çeşitli sivil toplum örgütlerinin girişimleriyle Cumhuriyet Mitingi düzenlendi. Mitinge katılmak isteyen onbinlerce kişi Cumhuriyet Meydanı'nı doldurdu.

Terör Ankarayı vurdu: (22 mayıs ) : Ankara’nın en kalabalık merkezlerinden biri olan Ulus, dün iş çıkışı saati olan 18.45 sularında büyük bir patlamayla sarsıldı. A4 plastik patlayıcıdan imal edildiği tahmin edilen bombanın patlaması sonucu 6 kişi hayatını kaybederken, 6’sı ağır 79 kişi de yaralandı.

DTP Adayları Bağımsız : Seçimlere bağımsız adaylarla katılacak olan DTP, parti olarak seçime girmeme kararını Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) bildirdi.

Siyaset ve politikayı adeta mesleğe dönüştüren enteresan adayların geçmişlerini birkenara bırakara çıkar uğruna alakasız partilerden adaylıkları bu ülkede vatandaşın mitinglerde gösterdiği olgunluğa bu arkadaşların özelliklede bunları kabul eden partilerin yada bunlara sarılanların asla ulaşamadıklarını ve basit çıkarlar ve planlarla halkı ahmak yerine koyabileceklerini sandıklarını düşünüyuorum yazık ...

İnternetteki yayınlara yeni düzen getiren yasayı Cumhurbaşkanı Sezer onayladı. Yasaya göre içerik sağlayıcıları, internette yayınladıkları her türlü yayından sorumlu olacaklar.

Bu arada ordu sürekli olarak güneydoğu’da haraket halinde . Ancak ABD’de boş durmayıp bu süreçte kuzey’de ki şehirlerde güvenliği kürt güçlerine devretti . İlginç bir stranç oynanıyor . Bakılım sonuç ne olacak ...

DÜNYA
Dünyadan ve uluslararası arenadan önemli Mayıs ayı gündem maddeleri .

Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy oldu.

İş Bankası, Forbes Dergisi'nin her yıl hazırladığı 'Dünyanın En Büyük 2000 Şirketi' listesinde, 375'inci sırada yer aldı.Ü

Dünyadan Cumhuriyet Mitinglerine tepkiler
İzmir’deki Cumhuriyet Mitingi’ne uluslararası medya kuruluşları da ilk haberleri arasında yer verdi. İngiliz yayın kuruluşu BBC, “Yüzbinlerce laik Türk, hükümetin laik siyasi rejimi değiştirme girişimine karşı liman kenti İzmir’de toplandı” derken, Amerikan CNN televizyonu da, mitinge bir milyonun üzerinde kişinin katıldığının sanıldığını belirtti. Reuters haber ajansı ise, en az bir milyon kişinin hükümete baskı amacıyla gösteri yaptığını duyurdu.

İNGİLTERE' de pazar günleri yayınlanan Observer gazetesi, Türkiye'nin ‘değerlerin çatıştığı' bir dönemden geçtiğini ve bu durumun son derece ‘tehlikeli' olduğunu yazdı. ‘Yeni Türkiye’nin Kimlik Savaşı' başlıklı makalede, Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında jeopolitik ve sembolik olarak oldukça önemli bir ülke olduğu ancak, ülkenin kalbinde yaşanan gerginliklerin giderek tehlikeli boyutlara ulaştığı öne sürüldü. Gazete, “Modernizm ve gelenekler, demokrasi ve baskıcılık ile İslamcılık ve laiklik arasında kıyasıya bir mücadele yaşanıyor'' yorumunda bulundu... “Türkiye’de laiklik demokrasiden çok milli bir mesele olarak algılandı'' diyen yazar Anthony, şimdi seçime gidiliyor. AKP favori gösteriliyor ancak seçimi kazanmaları halinde 5'nci darbe olabilir'' iddiasında bulunuldu.

Danimarka’nın başkenti Kopenhag’daki ünlü Denizkızı heykeline kimliği belirsiz kişiler tarafından kara çarşaf giydirildi.


Ayın Ptotestosu
PARTİLERİN oy toplamak için olmadık vaatlerde bulunması, zaman zaman tepki oyu oluşmasına ve seçmenin ilginç tercihler yapmasına neden oluyor. Belçika'da bu eğilimi çıkış noktası olarak kullanan ve kendilerini "parti olmayan protesto grubu" olarak tanımlayan NEE (hayır), federal seçimler için çarpıcı bir kampanya başlattı. Oluşumun lideri Tania Derveaux, boş vaatlere tepkiyi vurgulamak için çıplak poz verdiği afişler hazırlattı. PROTESTO kampanyasının sloganı da bu vurguyu destekler nitelikte: Derveaux, Başbakan Guy Verhofstadt'ın bir önceki seçimlerde vaat edip gerçekleştiremediği "200 bin kişiye iş (job)" sloganını, "400 bin kişiye oral seks (blowjob) vaat ediyorum" sloganıyla protesto ediyor. Boş oyların ve tepki oylarının antidemokratik oluşumlara neden olduğunu savunan protesto grubu, bu tür oy kullananları temsil etmek istiyor.

ÇEVRE
Küresel ısınma etkisini tüm çıplaklığıyla gösteriyor . Sıcaklar erken bunlatırken su sıkıntısının önemli boyutlara ulaşağı açıkça görülüyor . TV’ler ve yöneticiler çeşitli çözüm arayışlarında . Tassarruf şimdilik en çok konuşulan konu .
Gündeme geldiğinde büyük tartışma yaratan, nükleer enerji santrallerinin kurulmasını içeren tasarı, erken seçim tartışmalarının yaşandığı bir dönemde Meclis Genel Kurulu’nda sessiz sedasız kabul edilerek yasalaştı.

Önemli bir olay : Akçakoca Doğalgazı
Akçakoca açıklarında üretilen doğalgaz, düzenlenen törenle ana dağıtım hattına verildi.

SPOR
Ve Fenerbahçe 100. yılında şampiyonluklarını teker teker kazanıyor

Turkcell Süper Lig'de 2006–07 sezonunun şampiyonu Fenerbahçe oldu. 32. hafta karşılaşmasında Trabzonspor ile 2–2 berabere kalan Fenerbahçe, Beşiktaş'ın Bursaspor'a 3-0 yenilmesi, Galatasaray'ın da Sivasspor ile 1-1 berabere kalmasıyla bitime 2 hafta kala matematiksel olarak şampiyonluğunu ilan etti ve 17. kez bunu başardı. Kupayı tartışmalı TFF başkanı Ulusoy verdi .

Fenerbahçe Bunun dışında Baynalar ve Erkekler basketbol liglerinde de yılı şampiyon olarak bitirmeyi başardı . Mayıs ayı biz Fenerbahçeliler için bir karnaval ayı oldu . Bağdat Caddesi sakinleri bu ay doğru dürüst uyuyamadılar desek sanırım yeridir.

Avrupa futbolunun devleride belli oldu . Milan Şampiyonlar ligi finalinde 2005 rövanşını atinada Liverpool’u 2-1 yenerek alırken . Uefa’da ispanyol boğalarının döğüşünü Sevilla kaznadı , rakip diğer ispanyol Espanyol’du...
İtiraf ; Eski milli futbolcu Tanju Çolak'tan olay yaratacak sözler: 'Teşvik primi aldık, parayı çatır çatır yedik...

Türkiye Kupasını Kayseri Erciyes’i uzatmalarda yenen BJK Kazandı .

Mayıs ayının son günlerinde ligde başarısız sonuçlar alan BJK ve GS teknik drektörleri , Tigana ve Gerets gönderildiler .

Ayın futbolda ki önemli maçlarında FB rakip sahalarda hem BJK(0-1) , hem de GS (1-2 ) yenerken şampiyonluğunu psikolojik olarakta perçinledi . Özellikle GS ile oynanan maçta GS’li yandaşların başlattığı tribün şiddeti bugüne kadar derbilerde yaşanan en büyük olay olarak yer aldı. GS cezası ne hikmetse halen açıklanmadı .

Şarapova İstanbul’da
Sony Ericsson WTA Tour İstanbul Cup 2007 Uluslararası Bayanlar Tenis Turnuvası'nda katılarak turnuvayı renklendiren teklerde turnuvanın 1 numaralı seribaşı Rus Maria Şarapova Fransız Aravane Rezai'ye 2-0 yenilerek, sürpriz bir biçimde turnuvaya veda etti. Ve İstanbul’dan eli boş Roland Garos’da şansını denemeye gitti. Yolu açık olsun yine bekleriz ...

SANAT – ETKİNLİK

Cannes’dan Fatih Akın’a ödül
Altın Palmiye için yarışan Fatih Akın'ın "Yaşamın Kıyısında" filmi Cannes'ta, "En İyi Senaryo" ödülüne layık görüldü . Bu yıl ki büyük juride nobelist Orhan Pamuk’da yer aldı . Fatih Akın’ı kutlarız .

'Live Earth' bu yaz Türkiye'de

İnsanları küresel ısınmaya karşı harekete geçirmeyi amaçlayan ‘Live Earth’ konserler serisinin bir ayağı da Temmuz ayında İstanbul’da düzenlenecek. Küresel ısınma ile mücadele etmek amacıyla düzenlenen ve dünya çapında 2 milyar izleyiciyi bir araya getirecek ‘Live Earth’ global konserler serisinin organizatörleri, 7 Temmuz 2007 tarihinde İstanbul’un da Live Earth konserine ev sahipliği yapacağını resmen açıkladı.

Yaz konserleri yavaş yavaş belli olmaya başaladı , şenlikli bir yaz olacak , Marlyn Manson , Shakira , Robert Plant vb . bunlardan bazıları...

Cannes film festivalindeki ortak film projesine imza atan 30 kadar yönetmenden biri olan Roman Polanski, gazetecilerin boş sorular sorduğunu gerekçe göstererek “Böyle boş, zayıf sorular sormanız çok ayıp. Sinemada olanlara çok ilgisizsiniz" dedi ve basın toplantısını terk etti.

Bira’nın gücü
BURSA’da metil alkol içeren cam temizleme suyu içerek zehirlenen 2 yaşındaki çocuğa, getirildiği hastanede doktor tarafından metil alkolü nötralize eden etil alkol içirilmek istendi. Boğazı yandığı için etil alkolü içemeyen çocuğa, aynı etkiyi gösterdiği gerekçesiyle bira içirildi. Minik hasta bu sayede gözlerini kaybetmekten kurtulurken, acil müdahale odasına giren başka bir hasta yakını kadın, odada bira kutusu görünce doktor hakkında polise şikayette bulundu. Karakolda ifade veren doktor, birayı tedavi amacıyla hastanın babasına aldırdığını ve bu yöntemin zaman zaman kullanıldığını söyledi.

Outdoor
Dünyanın en yüksek zirvesi olan, Nepal-Tibet sınırında Himalaya sıradağları doruğu Everst’in üzerinde ilk kez motorlu yamaç paraşütüyle uçuş yapıldı. İngiliz Bear Grylls (32), 8 bin 850 metre rakımlı Everest’in 140 metre tepesinde paraşütle uçmayı başardı.

Fenerbahçenin kuruluşunun 100. yılı kutlamaları kapsamında "Fenerbahçe Dünya Zirveleri'nde" projesinin son ayağı olarak dağcılarımız Tunç Fındık ve Mustafa Kalaycı "Everest Tırmanışı"nı bu ay içerisinde başarıyla gerçekleştirdiler .
Aylak Adam
Mayıs 2007