Friday, November 16, 2007

Düşündüren ve çarpıcı bir reklam !

Herkes görse bile nekadar etki yarattığı konusunda ciddi şüphelerim olsada yaratıcısına saygılarımı ve tebriklerimi sunuyorum.

Aylak Adam 16 Kasım 2007



























































Tuesday, October 23, 2007

Aylak Adamın Gözüyle 5 ( Temmuz - Agustos - Eylül 2007 )

Geciktik biraz ! Çok uzun zaman oldu , bazen hayat öylesine tuhaflaşıyor ki , bir anda kilitlenip kalıyorsunuz . Bu yılki Aylak Adam Güncelerimde bu yüzden büyük bir sekteye uğradılar özelliklede yazın en sıcak günlerinden ta ki şu sıralara kadar ...

Temmuz Ağustos Eylül dönemi ülkenin ve dünyanın çok sıcak gelişmelerinin olduğu dönemlere rastladı , tıpkı aynı aylarda görülen küresel ısınmanın tüm dünyada görünen etkileri gibi . Bir yerde dünya gerçekten ısınıyor , doğal denge bozuluyor , diğer yandan savaşlar ve siyasi politik ve diğer gelilmlere yaşamıda ayrıca ısıtıyordu . Doğrusu bu gelişmeler ışığında insanlarında cezvenin içinde kaynamaktan başka şansı olmayan yumurtulardan farklı bir kaderleri yok gibi görünüyor . Çünkü insanlarda da tıpkı kaynamaya giden yumurta gibi bir çaresizlik görünüyor . Ya da şöyle söyleyelim insanların biran aönce yumurta olmadıklarını farketmeleri gerekiyor . Aksi halde yalnızca iki seçenekleri var ya rafadan ya tam pişmiş ama mutlaka haşlanmış olacaklar ... Şunu unutmayın tavuk mu yumurtadan yumurtamı tavuktan bizim derdimiz değil , BİZ İNSANIZ ve BİZ HERŞEYİZ !

Sıcak yaz günleri Tatil , seçim içiçe...

Temmuz 2007

Herkesin tatil yaptığı bir dönemde AKP'nin cesurca seçime gitmesi gerçekten cesaretlerini kanıtlarcasına bir zafer getirdi onlara . Hiç kimsenin beklemediği şekilde AKP büyük bir patlamayla iktidarı ve seçimleri tek başına kazandı . CHP'nin özellikle seçim döneminde needeyse hiçbirşeyi kullanmak istememesi ve halktan kopuk tavrı ve galiba muhalefet yapmayı iktidar olmaya tercih etmesiyle ve ayrıca halk haraketinden hiç faydalanmaması ile sempatizanları ve yandaşlarının geleceğe yönelik tüm unutlarını kırdı. MHP seçim öncesi dönemde bugüne benzer şehit cenazelerinin arttığı bir dönemin gazıyla ve Bahçeli'nin bugünkü tavırlarıyla hiç benzeşmeyen ve miting alanlarında Erdoğan'a ip atmaya kadar varan kurnazca politikası onlarada meclis kapılarını açtı . Açtı ama onlarında CHP muhalifliğini aratacak tavırları daha ilk gün Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılma kararı vermesi ve AKP'nin ekmeğine yağ sürmekle nihayetlendi . Şimdilerde alanlarda şehit cenazeleri peşinde muhalefet yapmaktan başka bir seçenekleri görünmüyor . DTP'nin güneydoğudan beklenen altında kalmasına ve büyük bir miktar oyunu AKP'ye kaptırmasına rağmen meclise 20 vekil sokması da bu seçimlerin geleceğe taşınacak tarihi sonuçlarından biriydi . Genele bir yorum : Doğrusu bir kısım aydın ve bir kısım vatandaş onların bir umut olmasını düşünüyordu , şu gelinen gün ve hassas noktada onlarında bir testten geçtiğini görüyoruz , kişisel izlenimim bu ilke için gerekli ciddiyette ve güçte ve beklentilere cevap verecek bir tavır yaklaşım ve güçlerinin olmadığı , gerek dış gereksede iç beklentilre ve gaza cevap verecek kapasiteye sahip olmadıkları yönündedir . Yinede kan dökülmeden askerlerimiz masum çocuklarımız ölmeden bu işin sonuçlanması için görevin top yekün tüm bireylere ve tüm oluşumlara düştüğünüde söylemeliyiz . Oysaki bu ülkede satılmış medyanın büyük bölümünün gazı ve yönlendirmesiyle 25 yıldır süren bu ızdırap sanki dün başlamış ve tek çözüm askerlerimizin sınırı geçmesiymiş gibi verilen gazla insanlarımızı tek bir yöne kanalize edip gerçek çözüm kanallarını es geçmeleri anlaşılır gibi değil . Bu aşırı milliyetçi ve şöven söylemler orada şehit düşmüş çocukların anılarına ve herşeylerine yapılan bence en büyük yanlışlardan biridir , herkesin bu konuda dikkatli ve uyanık olması önce kendi beynini ve o beynini dolduran dış etkenleri ve onların ne yapmak istediklerini sorgulaması gerekir . Terörün bu ülkede niye 25 yıldır bitirilmediğini , bunu bitirmenin askerlerimizin sadece dağları geçip kampları yoketmekle olmayacağını anlamalıyız , niye tpyekün haraket edilmediğini niye cesur ve güçlü siyasi idari kararlar alınamadığını niye birilerinin bu işlerden nemalandığını niye o bölgedeki uyuşturucu kaçakçılığı yolunun yıllardır dünyanın en önemli yol olduğunun sürdüğünü vs. gibi çok yönlü irdelemek gerekir .Dediğim gibi bugün gelinen ve yürekleri yakan acıların yaşandığı aslerlerimizin şehit edildiği bu günlerde halen orduya ve askerliğe en büyük umutmuş gibi sarılmak sadece bu olyaın biraz ötelenmesini ve yüreklerdeki acıya su serpmek olacağını görmeliyiz . Ordunun sınırı geçtiği gün tüm ülkenin tüm güçleriyle başka sınırlarıda geçmesi ve terörü tamamen bitirecek bir teskreyi çıkarması lazım bu toplumun bunu kafalarda yüreklerde ve akıl ve yürek yoluyla yapması gerekir .

TERÖRE HAYIR , ÖLÜME HAYIR !

22 Temmuz Seçim Sonuçları
Parti Toplam Oy Oy Oranı Milletvekili
AKP 16.340.534 %46,54 340
CHP 7.300.234 %20,79 112
MHP 5.004.003 %14,25 71
DP 1.895.807 %5,40 0
GP 1.062.352 %3,03 0
Bağımsız 1.822.253 %5,19 27
Diğer 1.592.132 %4,53 0

Ağustos 2007
Ağustos ayına şok seçim sonuçları ile girdik küresel sıcakların etkileri bu yıl kendini özel olarak göstermeye b aşladı , hava raporlarında barajlardaski su oranı yeni bir başlık olarak bültenlerde yer aldı . Ankara başta olmak üzeri ciddi sıkıntılar yaşandı . Melih Gökçek sisimli yüce (!) şahıs bu olumsuz durumu Allah2ın birlütfu olarak değerlendirip Ankaralıları Allaha emanet etti . Günümüz Türkiyesinden geleceğe bir dip not olarak düşelim bu belediye başkanını çünkü aynı zamanda seçimden zaferle çıkan parti ve o anlayışından aynı çatı altında olduğunu söyleyerek .

Bu arada seçim sonuçlarının hayal kırıklığı yarattığı CHP'de Sarıgül tam manasıyla olmasada yönetime adaylığını ve baykalı istifaya davet eden çıkışlar gösterdi . Doğrusu kişisel kanaatim Baykal başarısız olsada Sarıgül'ün de bu iş için aranan adam olmadığı yönünde. İktidar hırsıyla dolu zafiyetleri olan bir kişilik hissiyatı ve sevimsiz bir elektriği olduğu hissiyatındayım .

Kriz beklenen yemin töreninde herşey yolunda gitti . Sezer ve askerler törene gelmedi .

Bu arada Güneydoğuda çatışmalar ve şehit asker haberleri gelmeye devam ediyordu ...

Mayınlar patladı astsubaylar , teğmenler şehit olmaya devam etti . Nedense hiçkimsenin sesi o günlerde çıkmıyordu ( basın ve yöneticiler tabii ki..) , ama şehitler 25 senedir olduğu gibi hep oluyordu . Halk cenazelerde çığlıklarını yazsıtıyor ama bu gerektiği ilgiyi görmüyordu !

Bir rapor ! Avrupa Birliği Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü tarafından hazırlanan raporda, DTP’nin PKK’ya "bir şekilde" bağlı bulunduğu ve bunun "açık bir sır" olduğu ifadelerine yer verildi.Raporun "Kürt sorunu" başlıklı bölümünde DTP’nin de AKP ile benzer bir kader paylaştığı zira iki partinin de anti-Kemalist olarak görüldüğü ifade edildi. (basından alıntı )

5 Ağustosta Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) resmi internet sitesi, Türk ordusunun sınırı geçtiğini iddia etti. Site, TSK’nın, çeşitli sınır bölgelerini bombaladığını ve “350 kişilik Türk Jandarma Komando birliği Kürdistan’a girdiği" iddiasında bulundu.

TBMM başkanı konsensüle Köksal Toptan seçildi . Bu seçime tüm partiler katıldı ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için örnek gösterildi .Ama sonuç beklediği gibi olmadı

Fenerbahçe Almanya'da oynanan maçta BJK yi 2-1 yenerek "süper kupa"yı kazandı.

8 Ağustos bir haber alıntısı : "Erdoğan, Cuma namazı için geldiği camide yağmur duasına da katıldı." İşimizin allaha kaldığının ve laik Türkiye'nin ne hale düşeceğinin kanıtları olarak ...

Agustos'un en önemli iç maddesi cumhurbaşkanlığı seçimi oldu . Erdoğan verdiği sözler aksine uzalama çabasını hiç göstermeden yine Abdullah Gül'ü aday gösterdi ve bu kez , kimsenin sesi seçim öncesi gibi gür çıkamadı . Zavallı ülkem zavallı politikacılarım benim derim ben buna . MHP nin işbirlikçi tavrınıda unutmadan tabii.

Sonuçta Gül 11. cumhurbaşkanı oldu : " 28 Ağustos'ta TBMM Genel Kurulu'nda yapılan 3'üncü tur oylamada 339 oy olan Abdullah Gül Türkiye'nin 11'inci Cumhurbaşkanı seçildi.TBMM Genel Kurulu'nda yapılan cumhurbaşkanı seçiminin 3'üncü tur gizli oylamasına 448 milletvekili katıldı. Gül 339 oyla cumhurbaşkanı seçilirken, MHP Kayseri Milletvekili Sabahattin Çakmakoğlu 70, DSP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli de 13 oy aldı. " Vatana millete pek nekadar hayırlı (!) olacak hepberaber göreceğiz . Medyaşörlerin bu konudaki gevrek yaklaımlarında ileride tarihe geçecek olumsulujklar için aslında ayrıca bir takip yapmak gerekir umarım araştırmacı bazı gazeteciler halen kalmıştır bu ülkede .

Çevre - doğa : Sıcaklarla beraber orman yangınları kabusa dönüştü . Özellikle Bodrum'da ki yangın ilçenin şöhretiyle bağlantılı olsa görek pek ses getirdi .

Eylül 2007

Olayın başka noktaları ve Cumhurbaşkanlığı : Gazeteci - yazar Murat Bardakçı, iktidara ortak olmak isteyen Nakşibendilerin Halidiyye kolunun, cumhurbaşkanı seçilen Gül'ün yetiştiği çevrede etkili olduğunu savundu. ( basından )

Sivil anayasa taslağı - krizi ve sonuçları uzun süre ülke gündemini işgal etti . AKP yine uzlaşmadan kaçarak tamamen kendine yakın akademisyelenelr ve milletvekili kadrosu ile muhalif tüm yaklaşımları yadsıyarak taslak metni oluşturdu. Kriz halen sürüyor.Zafer Üskül denilen bir akademisyen anayasadaki laik ve Atatürk igfadelerine kafayı taktı . Erdoğan rektörlerle tartıştı ve polemiğe girdi .

Pavarotti öldü.

DTP'liler komisyonda : Terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın avukatlığını yapmış olan dört DTP milletvekili Meclis Komisyonlarında DTP’ye ayrılan kontenjandan, Komisyon üyesi oldular. (basından )

İşte dış basından bir gerçek : İngiliz Daily Telegraph gazetesi, "Kürtler İran'da gizli bir savaş başlattı" verdiği haberde, Kandil Dağı'na gönderdiği muhabirinin izlenimlerini aktardı. ABD’li subayların, Kandil Dağı’nda PKK ile düzenli toplantılar gerçekleştirdiğini yazan gazeteye PKK elebaşısı Karayılan "ABD'nin yanındayız" dedi.

Post modern milliyetçilik : Youtube , İsmail Türüt , Hrant Dink ve Klip Krizi bir müddet gündeme damga vurmmaya çalıştı . Bu durum ülkede yükselen aşırı milliyetçi tehlikeyi göstermesi açısından bence postmodern bir olay olarak tarihe not olarak düşülmeliydi .

Yeni Türkiye düzeninde yalaka yaklaşımlar - 1 : 3,5 yıl önce Ankara'da büyük tantanayla açılan gözde gece kulübü Laila, 12 Eylül'de yerini alkolsüz restoran Şahhane'ye bıraktı

Spor

Terim Hezimetleri başladı

8 Eylül - 13. Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde Malta ile Türkiye arasında oynanan karşılaşma, 2-2 beraberlikle sona erdi.

Bu da Tanjeviç Hezimeti : 25. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası finallerinde Türkiye çok başarısız maçlar oynayarak çeyrek finale çıkamadan ülkeye döndü . Rusya mucizevi bir başarıya imza atarak finalde evsahibi İspanya'yı yenerek Avrupa Şampiyonu oldu . Utah'lı Krilenko MVP seçilirken , bizim All Star Utah'lı (Mehmet Okur) hiç birşey yapamadı ..

Colin Mc Rea öldü : 15 Eylül - Eski dünya ralli şampiyonu İskoçyalı Colin McRae (39) İskoçya’daki helikopter kazasında öldü.
FB Efsanesi : Fenerbahçe Ş.L başlangıç maçında tarih yazdı , FB : 1 İnter : 0 / Gol : Deivid

Mourinho da gitti : Dünya futbolunun en önemli teknik direktörlerinden biri olan Jose Mourinho ile Chelsea'nin yolları ayrıldı.

Ekim değerlendirmesinde buluşmak üzeri...

Aylak Adam 22 Ekim 2007













Fotoğraf : Bruno Barbey


Tuesday, July 17, 2007

Aylak Adamın Gözüyle 4 (Haziran 2007 )

Ülke ve dünya gündemine dair not tutmak hakikatten kolay birşey değil işe bu aya ait dikkatimi çeken ve gündem yaratan olaylardan ana başlıklar ve notlar . ifadeler genellikle basından derlenmiş ve kısa yorumlarla desteklenmiştir . Güzel bir dünya dileklerimle ... Önümüzdeki ay yeni bir meclis seçilecek ve yeniden birşeylere başlayacağız umarız herşey güzel olur umut fakirin ekmeği misali .

İki mesaj vermek isterim

Oy kullanın Oyunuzu Heba etmeyin
Ya da
Oyunu Verme Anne , Oyuna Gelme Anne ! ( Yaşar Kurt Şarkısından alınmıştır )

İşte gündeme dair başlıklar

TÜRKİYE
Güneydoğu – Kuzey Irak – Terör ve şehit cenazeleri
Ay başına Kuzey Irak’a operasyon damgasını vurdu . Seçim süreci hükümetin net tavır almasına engel görünüyor , Genel Kurmay , muhalefet ve hükümeten farklı düşünceler sürekli gündemi meşgul ediyor .

Güneydoğuda terör ve ölüm kol gezmeye devam ediyor .Tunceli’nin Pülümür İlçesi’nde jandarma karakoluna düzenlenen saldırıda 7 asker şehit oldu. Şehit cenazerlerinde hükümete büyük öfke dikkat çekiyor, doğrusu konunun siyasi olarak çok kaşındığıda aşikar , hükümet buna karşı şaşırtıcı karşılıklar verirken bu gelişme seçim öncesi ülkede aşırı milliyetçi kanadın yükselmesine bir secenek sağlıyor gibi görünüyor , MHP’nin barajı aşma şansı yükselmeye başladı.

Genelkurmay Başkanlığı, terörle mücadele kapsamında; Siirt, Hakkari ve Şırnak’ı kapsayan alanı geçici güvenlik bölgesi ilan etti. ( 9 haziran -9 eylül)

Genelkurmay Başkanı Büyükanıt “Türk askeri mahalle kabadayısı değil. Harekat için siyasi direktife ihtiyacımız var”

Asker’den önemli açıklama Orgeneral Başbuğ: Tüm komando tugayları profesyonel olacak . Dolayısıyla bundan böyle terörle savaşta ordu profosyonelleri kullanacak.

Tehlikeli gidişat : Erzincan'daki çatışmada yaralı olarak ele geçen Tunceli doğumlu PKK’lı terörist Hasan Metin’i (42) öfkeli kalabalık tarafından linç edilmekten polis havaya ateş açarak kurtardı.

Genelkurmay’ın çağrısı üzerine Terrör karşıtı mitingler düzenlendi.

Gerçek demokrasinin ve demokratların siyasetçilerin ve demokrasinin özünün kavranamadığı kavrattırılmadığı bunun işe gelmediği topluluklarda asker yoğun yönetimleri anormal bulmamak gerekir . Türkiye’de ordu her dönemde insanların sığınağı olmaya devam ediyor . Bundan ders çıkaracak olanlar vatandaşın tavrını eleştirmekten çok takkelerini önlerine koyup durum hakkında ne yaptıklarını düşünmeleri gereken aydınlar politikacılar ve birileridir...

Barzani tehdit ediyor – devir değişti-
Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, komşu ülkelerle iyi ilişkiler istediklerini ancak bazen saldırgan tutumlarla karşı karşıya kaldıklarını belirterek "Eğer tehditler pratik anlamda saldırıya dönüşürse o zaman hiç çekinmeden kendimizi savunuruz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" dedi.


En çok tartışılan bir diğer konu Cumhurbaşkanlığı seçimi ve AKP’nin inadı ve gayretleri :TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Meclise geri gönderdiği Anayasa değişikliğine ilişkin yasa 370 oyla aynen kabul edildi. Kabulün ardından şu ihtimaller ağırlık kazandı: Sezer, 15 günlük süresi içinde ya paketin tamamını onaylayacak, ya bazı maddeleri onaylayıp, bazılarını referanduma götürecek ya da tamamını referanduma sunacak. Sezer, onaylarsa 40 gün sonra yeni cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Bu durumda cumhurbaşkanlığı seçimi 22 Temmuz seçimine denk getirilecek. Referandum süresi 120 günden 40 güne inmediği takdirde 22 Temmuz’da halkın önüne çifte sandık konmayacak. Cumhurbaşkanını halkın 5+5 yıl süreyle seçmesini öngören değişiklik referandumda kabul edilse bile ancak 7 yıl sonra uygulanabilecek. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, referandum süresini 120 günden 45 güne indiren yasal düzenlemeyi yeniden görüşülmek üzere TBMM’ye gönderdi. Sezer, Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulmasında sürenin kısıtlanmasının halkın yeteri kadar bilgilendirilmesi olanağını ortadan kaldıracağını belirtti


Anlamıyorlar mı inat mı ediyorlar
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, "Çankaya’nın millete açılacağından korkanlar birden telaşlandılar. Çankaya’yı İnşallah bütün millete, ayrım yapmadan, bütün millete açacağız" dedi.


Yolun Sonu Görünüyor mu ? Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı Osman Demirci, Dünya bankası verilerine göre Türkiye'nin, 2004-2005 yılında özelleştirmede dünya ikincisi, son 4 yıl değerlendirdiğinde ise birinci olduğunu söyledi.


İç Siyaset ve Seçim rüzgarları

DYP –ANAP birleşmesi gerçekleşmeyince birleşme çatısı olan DP’de birçok aday adaylıktan çekildi . Bu fiyasko yaklaşımın sorumluları olarak iki genel başkan Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu gösteriliyor.

Seçim sürecinde aday belirleme dönemi yaşandı . Partiler yeni yüzler ya da popüler eski siyasetçilerin transferleri ile dikkat çekti . CHP eski Anap’lı isimleri transfer etmesiyle bence eleştirilecek haraketler yaptı . Genç Parti İbrahim Tatlıses’i İstanbul’dan aday gösterdi .

İstanbul’dan iki önemli sol bağımsız aday dikkat çekiyor , 2. Bölgeden Prof. Baskın Oran ve 1. Bölgeden eski ÖDP başkanı Ufuk Uras adaylar , bakalım seçilebilecekler mi . DTP adaylarının da Güneydoğu’dan bu seçime bağımsız katıldıklarınıda hatırlarsan önümüzdeki Yemin töreninde meclis oturumunun kolay kolay biteceğini sanmadığımı şimdiden söyleyebilirim.

Mitinglerdeki saçma söylemleri hiç not etmek istmiyorum ama en dikkatimi çeken MHP ‘li Devlet Bahçeli’nin Apo’yu ima ederek T. Erdoğan’a mitingde sembolik ip atmasıdır diyorum . Yorumsuz !

Dünyadan seçimlere bakış ve tespit
Genel seçim öncesi Türkiye'nin önemli bölgelerini gezen ABD'nin saygın gazetelerinden New York Times, Denizli ile ilgili izlenim haberinde, "Laik Türk kenti Denizli'de bile İslamın nabzı daha güçlü atıyor" diye yazdı. Denizli ve diğer laik kentlerdeki durumun toplumsal bir değişime işaret ettiğini dile getirdi.


TBMM ‘den çalışma notları : TBMM, yoğun geçen bir dönemi daha geride bıraktı.AA muhabirinin derlemelerine göre, Meclis, 22. Dönemde 914 yasa çıkardı. Meclise söz konusu dönemde bin 109 tasarı sevk edilirken, bunların 24’ü Hükümetçe geri alındı, 1 tasarı ise reddedildi. 148 tasarı komisyonlarda, 140 tasarı ise Genel Kurul gündeminde kaldı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 22. Dönemde 61 yasayı bir kez daha görüşülmek üzere Meclise iade etti. Bunlardan 49’u ikinci kez görüşülüp yeniden sunulurdu, 12 yasa ise Meclis gündeminde kaldı.


Yaşam


Kredi kartlarıyla Anneler Günü’nde 428.6 milyon YTL harcanırken, Babalar Günü’nde bu tutar 445.4 milyon YTL olarak gerçekleşti. Sebebi çok basit , hediye alanları kıyaslayın anlarsınız !

Küresel Dünya Oyunları


İstanbul. Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Örgütü'nün 15. Yıl Zirvesi'ne ev sahipliği yapıtı . Toplantıya ülkeler devlet başkanları düzeyinde katılım gerçekleştiriyor Türkiye’yi cumhurbaşkanı Sezer, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikheil Saakaşvili, Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Parvanov, Moldova Cumhurbaşkanı Vladimir Voronin ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko tarafından temsil edildi . Enerji, güvenlik,ekonomi gibi önemli konulara ev sahipliği yapılan bir toplantı olarak dikkat çekici ve stratejik açıdan ses getiren bir buluşmaydı.

Eğitim

Çocukların okula not stresi içinde gidip gelmesini önlemek için, gelecek yıldan itibaren ilköğretim 1, 2 ve 3. sınıflarda notlar kaldırılıyor.


Çevre

Pek samimi olmayan bir açıklama ama ...
Almanya’nın Heiligendamm kentinde görüşmelerini sürdüren G-8 ülkeleri hükümet ve devlet başkanlarının, küresel ısınmaya karşı mücadele dahil olmak üzere tüm konularda anlaşma sağladıkları bildirildi.

Güney Amerika’nın Suriname bölgesinde araştırma yapan ekip 24 yeni canlı türü keşfetti.

G.DO’lu icatlar ve insanların tepkisi !
İsrailli araştırmacılar, genleriyle oynayarak, gül ile limon kokulu domates yetiştirdi.İngilizlerin "Nature Biotechnology" dergisinin internet sitesine göre, genetiği değiştirilmiş (GD) yeni domatesleri deneyen gönüllüler, ürünün tadını çok beğendiklerini söyledi.

Çöl Sıcakları , bugüne kadar çevre ve çevrecilerden bihaber , yapılanları marjinallik olarak değerlendiren vatandaştan medyaya herkesi bayılttı ve gündemin birinci maddesi haline getirdi . Bu da Allah’ın sopası yok-var söylemini aklıma getiriyor ...Uyan!!!

Önemli ve ses getiren konuk ve beceriksizce harcanan bir fırsat : LİVE EARTH İstanbul
Eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, WWF-Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı ve Garanti Bankası’nın davetlisi olarak Türkiye’ye geldi. Al Gore, İstanbul’da yapılan Küresel İklim Değişikliği konferansında bir konuşma yaptı . İnsanları küresel ısınmaya karşı harekete geçirmeyi amaçlayan ‘Live Earth’ konserlerinin Türkiye ayağı için İstanbul'a gelen Al Gore, “Küresel iklim değişikliği” konusunda yarın Çırağan Sarayı’nda bir konferans verdi. ANCAK Bir süre sonra şok bir kararla İstanbul Live Earth konserinin ilgisizlik ve destek olmaması yüzünden programndan çıkarıldığı belirtildi . Ülke olarak büyük bir başarıya (!) imza attık . Eh ne de olsa seçim sathı mahalindeyiz , Çevre Konseri kimin umrunda paraları dağıtacak pek çok başka sebeplerimiz (!) var.

KURAKLIK ve yeraltı sularının bilinçsiz kullanılması nedeniyle göller ve nehirlerin birer birer kuruduğu Konya Kapalı Havzası’nda hububat çiftçisi, yüzde 80’e veren rekolte kaybı nedeniyle zor günler geçiriyor.



Yaşam – Kültür Sanat

Haziran’da önemli festivaller önemli konukları ağırladı .
Marlyn Manson , James , Robert Plant , Bee Gees’den Roben Gibb , Bryan Ferry , B.V.S.Clup vb.

Önemli Gelişme , Telif
Artık her türlü fikir ve sanat eserinde 'Asıl sahibi kim' tartışması bitecek. Çünkü eserlere üretildiği an itibarıyla elektronik imza atılabilecek. Ezcacıbaşı Bilişim ve e-güven işbirliğiyle hayata geçirilen www. tasdix.com sitesi her türlü yaratıcı düşünce ve eserin kimin olduğuna dair internette onay veriyor. Daha önce eser sahibi noter yoluyla onay alabiliyordu. 5070 sayılı elektronik imza yasası gereği bu onayın hukuki geçerliliği de var. Yani mahkeme aşamasında bu siteden alınan onay delil olarak kullanılabilecek.

En çok konuşulan konulardan biride İstanbul Büyükşehir’in Mayo ve Bikini reklamlarını yasaklaması oldu . Zihniyet krizinin ortaya çıkmasından sonra belediye sürekli yalanlamalarda bulundu ama görünen köy klavuz istemez sanırım.

Örnek Ceza – Öğretmenleri kutluyorum :
İzmir Küçükyalı Anadolu Meslek ve Kız Meslek Lisesi'nde sigara içerken yakalanan öğrencilere, okul yönetimi tarafından, akciğer kanseri ve akciğer hastalarının tedavilerinin yapıldığı İzmir Suat Seren Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde haftanın bir günü "hastaları ziyaret etme ve bakımlarını üstlenme" cezası verildi.

Tekirdağ'da eşcinsel düğünü : Tekirdağ birbirine âşık iki kadının kına geceli, telli duvaklı düğünüyle çalkalanıyor.

Bu ne perhiz ne lahana turşusu
İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Sabri Ateş, İstanbul'un eski yerleşim bölgelerinden yeni yapılan sitelere göçün son bir yılda çok hızlandığına dikkat çekerek, ''Son bir yıldır İstanbul'da kimse evini kolay kolay kiraya veremiyor. İstanbul'un her tarafı boş'' dedi.

Spor

Erkekler Basketbol Liginde de Fenerbahçe Ülker Şampiyon ( FB Ülker 4 - Efes :0 )


Şaibeli başkan J.Blatter yeniden UEFA başkanı seçildi.


Roberto Carlos Fenerbahçe ile resmi sözleşme imzaladı ve yılın Türkiye’de ki transfer bombası patladı . GS’da Shalke’den Lincoln’ü transfer etti . Yılın en büyük transfer bombası : Tuncay Şanlı İlgiliz M.Boro ile anlaştı

Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Liverpool taraftarlarını, ''Avrupa maçlarında en kötü davranış sergileyen taraftar grubu'' olarak ilan etti.

NBA’DE Şampiyon San Antonio Suprs oldu

Atlar artık Ege'nin akşam serinliğinde koşacak... Türkiye'de ilk kez 31 Mayıs'ta İzmir'deki Şirinyer Hipodromu'nda yapılan gece at yarışlarını, önemli bölümünü kadınların oluşturduğu her yaştan 20 bin kişi izlediği açıklandı.

Fatih Terim İngiliz asıllı milli oyuncu Colin Kazım’a ‘Dünyanın en iyi liglerinden birinde oynuyorsun. Daha gençsin, biraz daha tecrübe kazanmalısın. Ada’da 2 yıl daha kalıp Türkiye’ye gelirsen, çok başarılı olursun’ önerisinde bulundu. Colin Kazım Richards kısa süre sonra önemli bir para karşılığında FB ile anlaştı .

Derwall öldü : Almanya’nın ve GS’ın tanınmış eski teknik direktörlerinden Jupp Derwall, geçirdiği kısa süreli ağır bir hastalıktan sonra vefat etti. Tanrı onunla olsun !

Dünya’dan ...

Bankacı Robin Hood
Alman medyasının 'günümüzün Robin Hood'u' dediği 45 yaşındaki adı açıklanmayan bankacı, Tauberfranken kentindeki bir bankada üst düzey konumdayken, 2001'den itibaren beş yıl boyunca 2.1 milyon avroyu zenginden alıp fakire verdi.

İsrailde yeni durum
Hamas Gazze’yi, El Fetih Batı Şeria’yı kontrol etmeye başladı , iki başlı bir Filistin’e doğru ... Dahada çok kan aakcak gibi duruyor ...

Blair gitti sırada Bush var ve dünya yinede dönmeye devam edecek ...
İngilterede Başbakanlık devredildi.Irak savaşının baş aktörlerinden Blair sahneden çekiliyor. 27 Haziranda başbakanlığı ve işçi partisi başkanlığını bıraktı ve görevini Gordon Brown’a devretti .
Savaş suçluları yavaş yavaş sahneyi terkediyor , sıra yenilerinde...

Bilim
Yer sarsıntılarının en çok meydana geldiği ülkelerden biri olan Japonya'da, ekim ayından itibaren uygulamaya konulacak erken uyarı sistemiyle halka deprem öncesinde korunma tedbirleri alabilmesi için 20 saniye kadar süre tanınması hedefleniyor.


Derleyen toplayan : Aylak Adam 2007

Tuesday, June 12, 2007

Aylak Adam' ın "Biralama Şarkısı"


Her baharın yaza merhabasında
İnerim akşamları Beşiktaş' a
Şöyle kısa koşu biralamaya
Hey doslar haberiniz ola !

Aylak Adam

11 Haziran 2007

Tuesday, June 5, 2007

Her Ay 1 Kitap Oku Kampanyası ( Ocak - Mayıs dönemi )

Uzun bir süre çeşitli sebeplerle ( ! ) KİTAP OKUYAMAZ hale gelmiştim ve bu yıl itibari ile “ EN AZ” olma kaydıyla “ Her Ay Bir Kitap Oku” onu da birşekilde paylaş ki ruhundaki etkileşimi daha kalıcı ve sağlam olsun diye düşündüm .Bu uğurda şu ana kadarki 5 ay süresince 5 kitap okumayı da başarabildim . Bunlar sırası ile ;
Ocak 2007 - "Başın Öne Eğilmesin Sabahattin Ali'nin Romanı" - Hıfzı Topuz - 264 sayfa
S.Ali'nin otobiyografik ve trajik hikasesini roman tadında sunuyor Hıfzı Topuz bu romanında . Yazar aynı zamanda kişisel dostluğunun olduğu ya da döneme ve Ali'ye o dönemlerde yakın dostluk edenleri de yakın tanıdığı için olayları roman kurgusunda gerçeklerle çok güzel bir biçimde birleştiriyor. Sabahattin Ali'nin gerçekten maceralacı ruhunu , mücadelesini , dönemin ve ülkemizin önemli isimleriyle olan dostluklarını çekişmelerini( Nazım Hikmet- Cemal Kutay- Aziz Nesin - Milli Eğitim Bakanı Tonguç , Boratav'lar vd.) romanda yakından öğrenme ve o duyguları yaşama şansı buluyoruz . Özellikle Aziz Nesin ile çıkardıkları Marko Paşa dönemini ilgiyle okuyacaksınız . Tabii Sabahattin Ali denilince asıl önemli olay onun politik tavrı ve bu uğruda hapishanede geçirdiği dönemler ve sonunda da faili meçhul bir biçimde öldürülmesinin izlerini ve belkide cinayete yıllar sonrada ipucu verecek noktalara değiniyor yazar . Kitapta ayrıca S.Ali ile ilgili en dikkat çekici yönlerden biri olan kadınlar karşı olan ilgisi ve aşklarıyla ilgili de önemli bir derinlik var , kitap birçok yönüyle sınırlı sayıda sayfada edebiyat ve politik dünyamızın bu en önemli isimlerinden birini okurlar için bence oldukça başarıyla sunuyor . Sonuçta kitap bittiğinde bu ülkede , ülkenin siyasi, politik ,düşün dünyasının nasıl ceterfilli yollardan geldiğine ve yine nasıl bunlara karşı tahamülsüz olunduğuna ve bu çekişmelerin yıllar geçmesine rağmen halen devam edebiliyor olduğuna şahitlik ediyor ve istemeseniz bile düşünmeye yönlendiyor okuru ... Mutlaka okunması gereken özel bir roman bence .
Şubat 2007 - On Bir Futbol Öyküsü - Camilo Jose Cela Can Yayınları– 96 Sayfa
Yazarın çok farklı bir dille Latin , Akdeniz edebiyatı tadında , İspanyol edebiyatına has bir dille yazılmış çeşitli konulardan derlenmiş zor öykülerinde futbol ya da futbolun çağrışım yaptığı ya da içinde barındırdığı kimi unsurların içine serpiştirildiği bu öyküler doğrusu beni okurken oldukça zorladı . Etkileyici öyküler kadar içinde belki de çeviriden kaynanlanan konsantrasyonu ve anlam bütünlügünü zorlayan gariplikler vardı . Ayrıca çok yanncı terim kitaptaki orjinal haliyle çeviride yer almış gibi geldi bana , buda konsantrasyonumu ciddi derecede zorlamıştı . Ama inantçı tavrım ve futbol dilencisi mantığım ona ait herşeyden bir tat alınabileceğine inadırmıştı beni kimi öykülerden büyük haz aldığımı söyleyerek noktalıyorum yorumumu ...
Mart 2007 - Hayalet Dansı A.B Collins - Ahmet Balkan – Yumuşak G Yayınları – 244 sayfa
Baştan söylemeliyim ki bu kitabı bir sokak kitapçısından çok düşük bir maliyete almıştım . Başlığı , kapağı Amerikan yerlilerine olan özel merağımdan ve bu konuda çıkmış tüm gördüğüm Türkçe kaynakları okumak isteğimden olsa gerek beni çekti . Ancak baştan söyleyeyim çok iyi niyetli bir çaba olmasına rağmen bu polisiye roman bence başarısızdı . Öncelikle yazar bir Türk ancak kitapta neden se takma bir ingilizce isim kullanmış onu dışında romandaki kurgu çok ana hatlarıyla ikinci sınıf bir amerikan filmi senaryosu gibi kurgulanmış , bir bütünlük romanda var , okurken acaba bundan sonra nasıl kurgulamış diye merak bille etiğimi itiraf etmeliyim ama doğrusu beni hayrete düşürecek kadar şaşırtamadı . Bence tüm bunların yanında - konuya biraz yakın olan biri olarak- roman kahramanlarını Kızılderililerden seçmesi , Kızılderili Kültürü üzerinden ve cinayetlerde bu kültürün izlerinin olmasından dolayı yazarın bu konuda çok fazla tutarsızlığı , bilgileri birbine karıştırdığı , yine daldan dala atlayarak kulaktan duyma ve izlenilen sinema filimlerinden esinlenir gibi yarım bilgileri bir bütünmüş ve doğruymuş gibi gösterdiği kızılderili kültürü üzerine verdiği bilgilerdir beni okurken rahatsız etti . Hayalet Dansı'nın neden çıktığı önemli bir süreçtir bu sürecin devamının bugüne yansımasını katil bir kabile olayı gibi göstermesi , yine farklı kabile kültürlerini tek bir kızılderili kültürü gibi empoze etmesi , Kızılderili Bürosu yetkilisinin Kızılderili tarihi konusunda ki çok temel bilinenler konusunda bilgisiz gibi gösterilmesi , kızılderli okulları hakkındaki vurguları tamamen kulaktan duyma ver yarım yamalk bilgiler dayanıyor . Konu hakkında bilgisi olmayan okurlar için önemsiz ayrıntılar olabilir ama benim için rahatsız edici unsurlardı bunlar . Yazarın ben bir kitap yamalıyım deyip düşünmeye başladığı ve bu konu ilgi çeker diyerek yeterince araştırma yapmadan yazdığı izlenimine kapıldığımı belirtmeliyim . Özel meraklılar dışında tavsiye etmiyorum .
Nisan 2007 - El DiegoDiego Maradona - Goa Yayın- 272 Sayfa
Eğer futbolu seviyorsanız ve onu yalnızca bu ülkenin belli başlı medya organlarından takip etmek dışında dahada fazlası için uğraş veren ve futbolun aynı zamanda sadece futbol olmadığına inanalardansanız ve futbol kültürü ve kahramanları hakkında okuma merakınız varsa , onun ötesinde ve özelde bir Maradona hayranı iseniz , ya da ona kızıyor onu lanetliyorsanız bu kitabı MUTLAKA OKUMALISINIZ . Belliki Maradona anlatmış bir yazar onu kaleme almış ve edit etmiş ama olsun , gerçekten okurken Maradona'yı dinliyor hissine ben kapıldım bunu belitrmeliyim.
Kitap özellikle çocukluğundaki dönem ve ilk profosyonel maçına çıktığı Argentino Juniors dönemlerini çok çarpıcı veriyor . Yoksulluğun tek ilacının olduğu futbolun bir küçük çocuğu nasıl dünyanın en büyük futbol ilahı yaptığını hissedebiliyorsunuz . Bunun dışında Boca'ya transfer oluşunun müthiş hikayesini , Barcelona'da başkana (Nunes) niye embesil dediğini , Muhteşem Napoli yıllarını , Amerikalıları 100 milyon dolar önermelerine rağmen çifte vatandaşık konusunda nasıl reddettiğini , Milli takım yıllarını Boca ile nasıl para için belkide dünya rekoru kırarcasına 4 kıtada 1 haftada yaptığı maçların hikayelerini bu kitapta Maradona'nın ağzından dinler gibi oluyorsunuz ve de dinliyorsunuz zaten . Bu arada Maradona'nın nasıl sadece bir futbolcu olmadığını ve neden dünyanın en büyük futbolcusu olduğunun karizmasını anlama şansına sahip olacak ona birkez daha şapka çıkaracaksınız . Bir tek konu hariç ; uyuşturucu ... Ona da kitapta zaten ayrıntıyla değinmiyor ve kötü olduğunu vurgusu yapılarak geçiliyor , sanırım kitabı okuyacak çocukların ve gençlerinde olacağı düşünülereke ki bende bunu doğru buldum .
Mayıs 2007 - Cumartesi - Ian McEwan - YKY Yayınları -270 sayfa
Yazarın bir ya da hepsi emin değilim romanlarını yazarken hergün bir cümle yazarak tamamladığı yönünde birşey duymuştum , bunu ilginç bulmuş ve yazarı okumak istemiştim . Dolayısı ile bir romanını 3 yılda tamaladığı şekline bir bilgi ulaşmıştı kulağıma . Bilmiyorum Cumartesi bu tekniklemi yazılmış ama çok enteresan bir ironi olduğunu düşünüyorum bu durum karşısında çünkü bu başarılı romanda yazar kahramanı olan sinir cerahı - beyin - doktor Parowne'nun bir Cumartesi sabahı gün doğumundan önce odasının camını açıp dışarıya bakmasından yine tam 24 saat sonrasına yakın bir dilimde geçridiği bir günü anlatıyor . Doktor kahramanınımızın diliyle bu 24 saati onunla beraber yaşatıyor bize . Doğrusu konu ağır ve aksak başlıyor , sonrasında belli bir ritmi buluyor günün sonunda ki akşam saatinde ki ev buluşmasında doruğa çıkıp ilerleyen saatlerde tepmo hafifçe ve uygun biçimde düşerek günün sonunda huşu içinde sonlanıyor . Dr Perowne'nin tüm hayatını kapsayan - aslına bakarsanız modern hayatın ve şehir yaşamının içinde genellikle işini öenmseyen ve başarılı görünen birçok insanın sıradan hikayesinin ciddi bir sunumu ve sorgusu niteliğinde denilebilir bu kitabın ana özüne - sıradanlaşmış yaşamının bir kesitine şahitlik ediyoruz . İş , çocuklar , eş- cinsellik- yaşlı anne- arkadaşı ile squash maçı - sokak gösterileri - politik tartışmalar ve sokakta karışıtığı alakasız bir olay ve sokakların dili vb. Tüm bunların dışında bu samimi ve içten duyguların kitapta ayrıntılarla anlatılışı ve yazarın beyin cerahhisi gibi , ve blues muziği gibi iki spesifik konuda müthiş araştımış ya da konuya hakim olduğunu hissediyorum - beyin cerahisini bilmem ama blues konusunda gayet iyiydi - . Bu doğrusu benim için kitapta dikkat çeken önemli ayrıntılardı . Yine gözlem yeteneğine dayanan tasvirler ve anlatımlar ayrıntılarla okuru etkiliyor .
Kısa notum şudur : Tavsiye ederim sabırla okuyun ilginizi çekeceğine ve keyif vereceğine eminim . Sorgulayıcı birçok noktada bulacaksınız kendi hayatınızada dair ...
Aylak Adam yorumladı
Haziran 2007
Gelecek ay için okumaya başladığım kitap
Akdeniz’in Kitabı
Yazar: Predrag Matvejević
Çevirmen: Tolga Esmer
Sayfa: 245
Yayınevi : YKY

Monday, June 4, 2007

Aylak Adam Gözüyle 3 ( Mayıs 2007 )

Türkiye’nin çok sıcak siyasi gündemi ve tarihi süreç ...

Küresel ısınmayla beraber heryönüyle sıcak siyasi gündemiyle Türkiye nisandan sonra Mayıs ayına da sıcak başladı. Cumhuriyet mitinglerine rağmen cumhurbaşkanı olarak Gül’ü seçtimek için toplanan AKP tabanlı meclisin ilk tur oylamasına CHP’nin Anayasa Mahkemesine yaptığı itiraz kabul edildi ve ilk tur iptal edildi bunun üzerine bir anda ülke seçim sürecine girdi ve 22 Temmuz’da erken secim kararı alındı . Bunun yanısıra siyasi partilerde de haraketlilik yaşandı , önce DYP ve ANAP , Demokrat Parti adı altında birleşme kararı aldı . Sonrasında DSP , CHP saflarından secime katılıp güçbirliğiyle görece solda nisbi bir birleşme sağladılar .(Sonradan ANAP – DYP birlikteli parçalandı ve olmadı ) . Genelkurmay bu süreçte olaya direk müdahil olarak “ Laik Cumhuriyetten yana “ olan tavrını bir Cuma gecesi internet sitesinde yayınlayarak kimilerine göre muhtıra , kimilerine göre anti demokratik bir baskı kimilerine görede görevi olan ve kanunlarla kendine verilen haklarını kullanarak tavrını net olarak gösterdi. Bu arada yeni cumhurbaşkanı seçilene kadar Sezer’in mi yoksa Meclis Başkanı Arınç’ın mı görevi sürdüreceği tartışması da kısa sürdü ve Sezer olaya noktayı koydu : Cumhurbaşkanı benim ! Tüm bu sıcak iç gündem Türkiye’nin mayıs ayındaki önemli siyasi gündemini oluşturdu .
TÜRKİYE
Mayıs 2007 gündemine dair kısa notlar


1 Mayıs korkusu : Sayın vali eylem yaptırmayacağım diye en ilkel yöntemi buldu , herşey yasak ! Bu komik uygulama milyonlarca İstanbul’luyu sokakalarda rezil etti. İstanbul'daki 1 Mayıs kutlamalarına yönelik Fatih Sultan Mehmet ve Boğaziçi Köprüsü'nde alınan güvenlik önlemleri nedeniyle özellikle kentin Avrupa yakasına geçişlerde büyük sorun yaşandı . Polisin köprülerden geçişleri tek şeride düşürmesi ve vapurların da çalışmaması nedeniyle kentin Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçiş tamamen kilitlendi. İstanbul Valisi Muammer Güler'in verdiği emir ile vapurların çalışmadığı bir günde trafiğin tek şeride düşürülmesine İstanbullular isyan etti. Borsa geç açıldı . Resmi kutlamalar Kadıköy’de yapılırken DİSK’ın ısrarlı tutumu ve 30 yıl önce taksimde ölen arkadaşlarını anmak ve kutlamayı Taksim’de yapmak için girişimlerinde polis göstericilere olağanüstü sert davrandı , görüntüler tüm dünya basınında da yer buldu . O sabah Üsküdar’dan karşıya deniz yoluyla geçmeyi bekleyen insanlardan biri olarak , vatandaşların icgüdüsel ve doğaçlama bir tepkiyle yolu trafiğe kapamasına ve valiyi istifaya davet etmesine şahit oldum .

Cumhurbaşkanlığı birinci tur seçiminde de 367 rakamına ulaşılamadı ve sonuç alınamadı. Gül’ün "Adaylıktan çekileceğim açıklaması", Anayasa gereği Meclis’in "Derhal seçime gitmesini gündeme getirdi. Bu da "seçim tarihinin değişmesi gerektiği" yolunda yeni bir tartışma başlattı. Anayasa Mahkemesi’nin, cumhurbaşkanlığı seçiminde Meclis’in en az 367 milletvekiliyle toplanması yönündeki kararı nedeniyle dün tekrarlanan birinci turda da sonuç alınamadı.

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer CHP ile yapılan “görüşmeleri sürekli kılma” kararını aldıklarını söyledi. Sezer, “Güç birliğini mutlaka gerçekleştirmek ve güç birliğiyle seçime gitmek kararlılığındayız” dedi.

Mitingler devam etti :
Ankara, İstanbul, Manisa ve Çanakkale
'den sonra Cumhuriyet Mitingi dün yüzbinlerce kişinin katılımıyla İzmir'de Gündoğdu Meydanı'nda yapıldı. Solda birlik için görüşen CHP ve DSP liderlerinin mitingde bir araya gelmemesi dikkat çekti. Samsun'da 20 Mayıs’da çeşitli sivil toplum örgütlerinin girişimleriyle Cumhuriyet Mitingi düzenlendi. Mitinge katılmak isteyen onbinlerce kişi Cumhuriyet Meydanı'nı doldurdu.

Terör Ankarayı vurdu: (22 mayıs ) : Ankara’nın en kalabalık merkezlerinden biri olan Ulus, dün iş çıkışı saati olan 18.45 sularında büyük bir patlamayla sarsıldı. A4 plastik patlayıcıdan imal edildiği tahmin edilen bombanın patlaması sonucu 6 kişi hayatını kaybederken, 6’sı ağır 79 kişi de yaralandı.

DTP Adayları Bağımsız : Seçimlere bağımsız adaylarla katılacak olan DTP, parti olarak seçime girmeme kararını Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) bildirdi.

Siyaset ve politikayı adeta mesleğe dönüştüren enteresan adayların geçmişlerini birkenara bırakara çıkar uğruna alakasız partilerden adaylıkları bu ülkede vatandaşın mitinglerde gösterdiği olgunluğa bu arkadaşların özelliklede bunları kabul eden partilerin yada bunlara sarılanların asla ulaşamadıklarını ve basit çıkarlar ve planlarla halkı ahmak yerine koyabileceklerini sandıklarını düşünüyuorum yazık ...

İnternetteki yayınlara yeni düzen getiren yasayı Cumhurbaşkanı Sezer onayladı. Yasaya göre içerik sağlayıcıları, internette yayınladıkları her türlü yayından sorumlu olacaklar.

Bu arada ordu sürekli olarak güneydoğu’da haraket halinde . Ancak ABD’de boş durmayıp bu süreçte kuzey’de ki şehirlerde güvenliği kürt güçlerine devretti . İlginç bir stranç oynanıyor . Bakılım sonuç ne olacak ...

DÜNYA
Dünyadan ve uluslararası arenadan önemli Mayıs ayı gündem maddeleri .

Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy oldu.

İş Bankası, Forbes Dergisi'nin her yıl hazırladığı 'Dünyanın En Büyük 2000 Şirketi' listesinde, 375'inci sırada yer aldı.Ü

Dünyadan Cumhuriyet Mitinglerine tepkiler
İzmir’deki Cumhuriyet Mitingi’ne uluslararası medya kuruluşları da ilk haberleri arasında yer verdi. İngiliz yayın kuruluşu BBC, “Yüzbinlerce laik Türk, hükümetin laik siyasi rejimi değiştirme girişimine karşı liman kenti İzmir’de toplandı” derken, Amerikan CNN televizyonu da, mitinge bir milyonun üzerinde kişinin katıldığının sanıldığını belirtti. Reuters haber ajansı ise, en az bir milyon kişinin hükümete baskı amacıyla gösteri yaptığını duyurdu.

İNGİLTERE' de pazar günleri yayınlanan Observer gazetesi, Türkiye'nin ‘değerlerin çatıştığı' bir dönemden geçtiğini ve bu durumun son derece ‘tehlikeli' olduğunu yazdı. ‘Yeni Türkiye’nin Kimlik Savaşı' başlıklı makalede, Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında jeopolitik ve sembolik olarak oldukça önemli bir ülke olduğu ancak, ülkenin kalbinde yaşanan gerginliklerin giderek tehlikeli boyutlara ulaştığı öne sürüldü. Gazete, “Modernizm ve gelenekler, demokrasi ve baskıcılık ile İslamcılık ve laiklik arasında kıyasıya bir mücadele yaşanıyor'' yorumunda bulundu... “Türkiye’de laiklik demokrasiden çok milli bir mesele olarak algılandı'' diyen yazar Anthony, şimdi seçime gidiliyor. AKP favori gösteriliyor ancak seçimi kazanmaları halinde 5'nci darbe olabilir'' iddiasında bulunuldu.

Danimarka’nın başkenti Kopenhag’daki ünlü Denizkızı heykeline kimliği belirsiz kişiler tarafından kara çarşaf giydirildi.


Ayın Ptotestosu
PARTİLERİN oy toplamak için olmadık vaatlerde bulunması, zaman zaman tepki oyu oluşmasına ve seçmenin ilginç tercihler yapmasına neden oluyor. Belçika'da bu eğilimi çıkış noktası olarak kullanan ve kendilerini "parti olmayan protesto grubu" olarak tanımlayan NEE (hayır), federal seçimler için çarpıcı bir kampanya başlattı. Oluşumun lideri Tania Derveaux, boş vaatlere tepkiyi vurgulamak için çıplak poz verdiği afişler hazırlattı. PROTESTO kampanyasının sloganı da bu vurguyu destekler nitelikte: Derveaux, Başbakan Guy Verhofstadt'ın bir önceki seçimlerde vaat edip gerçekleştiremediği "200 bin kişiye iş (job)" sloganını, "400 bin kişiye oral seks (blowjob) vaat ediyorum" sloganıyla protesto ediyor. Boş oyların ve tepki oylarının antidemokratik oluşumlara neden olduğunu savunan protesto grubu, bu tür oy kullananları temsil etmek istiyor.

ÇEVRE
Küresel ısınma etkisini tüm çıplaklığıyla gösteriyor . Sıcaklar erken bunlatırken su sıkıntısının önemli boyutlara ulaşağı açıkça görülüyor . TV’ler ve yöneticiler çeşitli çözüm arayışlarında . Tassarruf şimdilik en çok konuşulan konu .
Gündeme geldiğinde büyük tartışma yaratan, nükleer enerji santrallerinin kurulmasını içeren tasarı, erken seçim tartışmalarının yaşandığı bir dönemde Meclis Genel Kurulu’nda sessiz sedasız kabul edilerek yasalaştı.

Önemli bir olay : Akçakoca Doğalgazı
Akçakoca açıklarında üretilen doğalgaz, düzenlenen törenle ana dağıtım hattına verildi.

SPOR
Ve Fenerbahçe 100. yılında şampiyonluklarını teker teker kazanıyor

Turkcell Süper Lig'de 2006–07 sezonunun şampiyonu Fenerbahçe oldu. 32. hafta karşılaşmasında Trabzonspor ile 2–2 berabere kalan Fenerbahçe, Beşiktaş'ın Bursaspor'a 3-0 yenilmesi, Galatasaray'ın da Sivasspor ile 1-1 berabere kalmasıyla bitime 2 hafta kala matematiksel olarak şampiyonluğunu ilan etti ve 17. kez bunu başardı. Kupayı tartışmalı TFF başkanı Ulusoy verdi .

Fenerbahçe Bunun dışında Baynalar ve Erkekler basketbol liglerinde de yılı şampiyon olarak bitirmeyi başardı . Mayıs ayı biz Fenerbahçeliler için bir karnaval ayı oldu . Bağdat Caddesi sakinleri bu ay doğru dürüst uyuyamadılar desek sanırım yeridir.

Avrupa futbolunun devleride belli oldu . Milan Şampiyonlar ligi finalinde 2005 rövanşını atinada Liverpool’u 2-1 yenerek alırken . Uefa’da ispanyol boğalarının döğüşünü Sevilla kaznadı , rakip diğer ispanyol Espanyol’du...
İtiraf ; Eski milli futbolcu Tanju Çolak'tan olay yaratacak sözler: 'Teşvik primi aldık, parayı çatır çatır yedik...

Türkiye Kupasını Kayseri Erciyes’i uzatmalarda yenen BJK Kazandı .

Mayıs ayının son günlerinde ligde başarısız sonuçlar alan BJK ve GS teknik drektörleri , Tigana ve Gerets gönderildiler .

Ayın futbolda ki önemli maçlarında FB rakip sahalarda hem BJK(0-1) , hem de GS (1-2 ) yenerken şampiyonluğunu psikolojik olarakta perçinledi . Özellikle GS ile oynanan maçta GS’li yandaşların başlattığı tribün şiddeti bugüne kadar derbilerde yaşanan en büyük olay olarak yer aldı. GS cezası ne hikmetse halen açıklanmadı .

Şarapova İstanbul’da
Sony Ericsson WTA Tour İstanbul Cup 2007 Uluslararası Bayanlar Tenis Turnuvası'nda katılarak turnuvayı renklendiren teklerde turnuvanın 1 numaralı seribaşı Rus Maria Şarapova Fransız Aravane Rezai'ye 2-0 yenilerek, sürpriz bir biçimde turnuvaya veda etti. Ve İstanbul’dan eli boş Roland Garos’da şansını denemeye gitti. Yolu açık olsun yine bekleriz ...

SANAT – ETKİNLİK

Cannes’dan Fatih Akın’a ödül
Altın Palmiye için yarışan Fatih Akın'ın "Yaşamın Kıyısında" filmi Cannes'ta, "En İyi Senaryo" ödülüne layık görüldü . Bu yıl ki büyük juride nobelist Orhan Pamuk’da yer aldı . Fatih Akın’ı kutlarız .

'Live Earth' bu yaz Türkiye'de

İnsanları küresel ısınmaya karşı harekete geçirmeyi amaçlayan ‘Live Earth’ konserler serisinin bir ayağı da Temmuz ayında İstanbul’da düzenlenecek. Küresel ısınma ile mücadele etmek amacıyla düzenlenen ve dünya çapında 2 milyar izleyiciyi bir araya getirecek ‘Live Earth’ global konserler serisinin organizatörleri, 7 Temmuz 2007 tarihinde İstanbul’un da Live Earth konserine ev sahipliği yapacağını resmen açıkladı.

Yaz konserleri yavaş yavaş belli olmaya başaladı , şenlikli bir yaz olacak , Marlyn Manson , Shakira , Robert Plant vb . bunlardan bazıları...

Cannes film festivalindeki ortak film projesine imza atan 30 kadar yönetmenden biri olan Roman Polanski, gazetecilerin boş sorular sorduğunu gerekçe göstererek “Böyle boş, zayıf sorular sormanız çok ayıp. Sinemada olanlara çok ilgisizsiniz" dedi ve basın toplantısını terk etti.

Bira’nın gücü
BURSA’da metil alkol içeren cam temizleme suyu içerek zehirlenen 2 yaşındaki çocuğa, getirildiği hastanede doktor tarafından metil alkolü nötralize eden etil alkol içirilmek istendi. Boğazı yandığı için etil alkolü içemeyen çocuğa, aynı etkiyi gösterdiği gerekçesiyle bira içirildi. Minik hasta bu sayede gözlerini kaybetmekten kurtulurken, acil müdahale odasına giren başka bir hasta yakını kadın, odada bira kutusu görünce doktor hakkında polise şikayette bulundu. Karakolda ifade veren doktor, birayı tedavi amacıyla hastanın babasına aldırdığını ve bu yöntemin zaman zaman kullanıldığını söyledi.

Outdoor
Dünyanın en yüksek zirvesi olan, Nepal-Tibet sınırında Himalaya sıradağları doruğu Everst’in üzerinde ilk kez motorlu yamaç paraşütüyle uçuş yapıldı. İngiliz Bear Grylls (32), 8 bin 850 metre rakımlı Everest’in 140 metre tepesinde paraşütle uçmayı başardı.

Fenerbahçenin kuruluşunun 100. yılı kutlamaları kapsamında "Fenerbahçe Dünya Zirveleri'nde" projesinin son ayağı olarak dağcılarımız Tunç Fındık ve Mustafa Kalaycı "Everest Tırmanışı"nı bu ay içerisinde başarıyla gerçekleştirdiler .
Aylak Adam
Mayıs 2007

Monday, April 30, 2007

Aylak Adamın Gözüyle 2 ( Nisan 2007 )

Aylak Adamın Şubat-Mart molası


Aslında yılın başında herayın gündemini Aylak Adam gözüyle ve taramasıyla derleyip aylık değerlendirmeler yapmak istiyorudum ancak maalesef şubat ve mart aylarını özel sorunlar ve yoğunluk nedeniyle atlamış olduk . Yine ayrıca bu dönemde kendimi bu yoğun ülke ve dünya gündeminden biraz sıyırıp kendime verdim . İlgi alanlarımın en önemlilerinden biri olan müzik ( ağırlıklı Klasik Rock, Etnik, Kızılderili,Turk Rock vb.) arşivi oluşturmaya adadım , bu sayede hem geçmişe hem de içdünyama önemli bir gezinti yapma fırsatı bulmuş oldum . Müziğin tınıları hertürlü ortamda insana farklı bir his vermeyi başarıyor . Uzun süreden sonra eksi bir parçanın ilk notasını duymak tıpkı çok sevilen ve özlemle aranan ve izi kaybedilmiş bir dostla tanışmaya benzedi . Sonuçta bu yolculuğum şu anda 1000 ‘e yakın albüm sayısına ulaştı . Tabii bunlar için internet üzerinde titiz ve yılmadan yapılan bir çalışma gerekti . Sonunda değidi ama henüz bitmedi... Bu sebeple siyasi ve genel gündeme biraz mola verdim . Futbol üzerine yamaya , okumaya da ...Ancak FB’yi kesintisiz izledim , ancak dün akşamdan sonra ne düşüneceğimi artık bilmiyorum . ( Dün akşam FB :2 Denizli :2 Son 4 haftaya girildi BJK’nin 2 , GS’nin 6 puan önündeyiz ama önümüzde 3 – BJK,TS ve GS – önemli maç var ) Bu takım ve bu camia ve bu olaya taraf ve gönüldaş olmanın gerçekten çok önemli bir bedeli olmalı ve bunun da ancak bir kader olduğuna inanmalı yoksa bu futbol taraftarı olma ve çekilen ızdırabın hakikatten mantıklı bir açıklaması olamaz . Yinede bu konudaki son sözümüzü FB’liliğimize olan inacımızla bitirelim . Bu şartlar altında da Şampiyon olacağımızı düşünüyor ve bunada inanıyorum 3 maçtan 5 Puan çıkaracağız en az.


Aylak Adam'ın Her Ay En Az Bir Kitap Okuma Kampanyası
Yine bu 3 aylık zihinsel kuluçka döneminde yılın başında düşündüğüm bu sayfalarda da yazmayı planladığım bir başka kendime hediye yeniliğide sizlerle paylaşmak istiyorum . Uzun bir süre çeşitli sebeplerle ( ! ) KİTAP OKUYAMAZ hale gelmiştim ve bu yıl başı itibari ile “ EN AZ” olma kaydıyla “ Her Ay Bir Kitap Oku” onuda birşekilde paylaş ki ruhundaki etkileşimi daha kalıcı ve sağlam olsun .

Bu uğurda şu ana kadarki 4 ay süresince 4 kitap okumayı tam zamanlı olmasa da başarabildim . Bunlar sırası ile ; 1- Başın Öne Eğilmesin Sabahattin Ali'nin Romanı - Hıfzı Topuz - 264 sayfa 2- On Bir Futbol Öyküsü - Camilo Jose Cela Can Yayınları– 96 Sayfa 3- Hayalet Dansı – A.B Collins - Ahmet Balkan – Yumuşak G Yayınları – 244 sayfa 4- El Diego – Diego Maradona - Goa Yayın- 272 Sayfa ( Yakında kitaplar hakkında kısa düşüncelerimi yazacağım . Her ay en az bir kitap okumalıyız en azından alışkanlığı kaybetmemek için .) Mayıs ayı içinde şu anda Ian McEwan'ın Cumartesi isimli kitabını okuyorum.



Dünya , Türkiye ve gündem
Ancak tabi tüm bu kişisel durağanlık dönemi dünyayala , ülkeyle ve gündemle bağlarımızı koparamadı . Zaten Türkiye’de yaşayıp belkide ülkenin tarihinin en önemli günlerine şahitlik yaptığımız şu dönemde kulaklarımızı ve gözlerimizi buna kapamamız mümkün olmazdı .






Çumhurbaşkanlığı Krizi ve Olağanüstü Tandoğan ve Çağlayan Mitingleri
Nisan ayı olağanüstü bir krizle son buldu
: Cumhurbaşkanlığı Krizi – Hükümetin özellikle antilaik tavır ve davranışlarının ve yaptıklarının ardından özellikle kardolaşma ve bununla bağlantılı uygulamaları sonuçta bağımsız halk kitlelerini TC Tarihinde görülmemiş derecede önemli tepkiler vermesine ve “ Cumhuriyeti ve Laikliği Koruma ve sahip çıkma” Mitinglerine dönüştü 14 Nisan da Ankara Tandoğan Meydanı 29 Nisan da İstanbul Çağlayan Meydanı – ki oradaydım o çoşkulu katılımın içinde olmanın gururunu ve mutluluğunu da belirterek - mitinglerine 3 Milyonun üzerinde insan bilfiil katıldı ve haykırıdı . Türkiye’nin çağdaş değerlerine sahip çıktı . Hükümeti istifaya , Çankaya' yı layığı olanlara bırakmaya , laikliğe sahip çıkmaya çağırdı. İnanılmaz bir çoşku vardı . Bu Türkiye’de umarım birçok şeyi değiştirecek bir ruhun enerjinin ve aynı zamanda demokratik ve özgür bir geleceğin önü açan ruh yaratır .



Ordu ve Halk Muhtırası aynı anda
Genel Kurmay’ın 27 Nisan gecesi internet sayfasına yansıyan açıklamasıda ayn gün ilk turda tüm numaraları deneyerek Abdullah Gül’ü seçtirmek isteyen AK Partiye yönelik bir muhtıra olarak algılandı .Ama esas muhtıra dün Çağlayan’da halk tarafından verildi . “ Tayyip baksana kaç kişiyiz saysana” , “Tayyip alana Aydın Doğan Bedava “ ,” Hükümet düştü, Halk Yükseldi “ vb. Çok önemli ince ve başarılı dokundurmalarda vardı . Birde Tandoğan’a gözlerini kapayan medya ya dün olağanüstü öfke vardı. Ne hikmetse bu sabah özellikle Doğan Medya grubu gazeteleride dahil olmak üzeri mitinge manşetten tam sayfalar ayırmışlardı. Tüsiad erken seçim çağrısı yapıyordu. Gerçekten trajedi aslında tüm bunlar , nasıl anlayışın bu ülkeye hakim olduğunu rüzgarın yönüne göre tüm algıların nasılda kolayca değiştiğini gööstermesi vs. Sonuçta halk samimi ve içten dileğini olanca çarğıcılığı ve gücüyle emsali olmamış biçimde temiz , olaysız ve demokratik biçimde meydanlarda göstermiş ve göstermeyede devam edecektir. Umarım haklı anlarlar ... Yoksa başka çözüm yok , kaybederiz hepsi bu .




Çevre Doğa Mitingi
Yine 28 Nisan Cumartesi günü Küresel Isınma ve Çevre ile ilgili Kyoto Anlaşmasının imzalanması ve çevre sorunlarına dikkat çekmek amacıyla birkaç yıldır yapılan bir başka mitinge 3-,5 Yaşındaki sevgili kızım Doğa ile katıldım . Orada da Çevreye duyarlılığa ve Global sermayeye çevrenin para için yokedilmesine karşı birkaç bin kişi sesimizi çıkardık . Yürüyüşe etrafa d,z,lerek bakanların ne düşündüklerinide pek bir merak ettim doğrusu . Bu renkli ve manalı gösteriyi düzenleyenleride kutluyorum . Temiz bir dünya arzusu ve özlemiyle ...


Aylak Adam
30 Nisan 2007