Tuesday, June 5, 2007

Her Ay 1 Kitap Oku Kampanyası ( Ocak - Mayıs dönemi )

Uzun bir süre çeşitli sebeplerle ( ! ) KİTAP OKUYAMAZ hale gelmiştim ve bu yıl itibari ile “ EN AZ” olma kaydıyla “ Her Ay Bir Kitap Oku” onu da birşekilde paylaş ki ruhundaki etkileşimi daha kalıcı ve sağlam olsun diye düşündüm .Bu uğurda şu ana kadarki 5 ay süresince 5 kitap okumayı da başarabildim . Bunlar sırası ile ;
Ocak 2007 - "Başın Öne Eğilmesin Sabahattin Ali'nin Romanı" - Hıfzı Topuz - 264 sayfa
S.Ali'nin otobiyografik ve trajik hikasesini roman tadında sunuyor Hıfzı Topuz bu romanında . Yazar aynı zamanda kişisel dostluğunun olduğu ya da döneme ve Ali'ye o dönemlerde yakın dostluk edenleri de yakın tanıdığı için olayları roman kurgusunda gerçeklerle çok güzel bir biçimde birleştiriyor. Sabahattin Ali'nin gerçekten maceralacı ruhunu , mücadelesini , dönemin ve ülkemizin önemli isimleriyle olan dostluklarını çekişmelerini( Nazım Hikmet- Cemal Kutay- Aziz Nesin - Milli Eğitim Bakanı Tonguç , Boratav'lar vd.) romanda yakından öğrenme ve o duyguları yaşama şansı buluyoruz . Özellikle Aziz Nesin ile çıkardıkları Marko Paşa dönemini ilgiyle okuyacaksınız . Tabii Sabahattin Ali denilince asıl önemli olay onun politik tavrı ve bu uğruda hapishanede geçirdiği dönemler ve sonunda da faili meçhul bir biçimde öldürülmesinin izlerini ve belkide cinayete yıllar sonrada ipucu verecek noktalara değiniyor yazar . Kitapta ayrıca S.Ali ile ilgili en dikkat çekici yönlerden biri olan kadınlar karşı olan ilgisi ve aşklarıyla ilgili de önemli bir derinlik var , kitap birçok yönüyle sınırlı sayıda sayfada edebiyat ve politik dünyamızın bu en önemli isimlerinden birini okurlar için bence oldukça başarıyla sunuyor . Sonuçta kitap bittiğinde bu ülkede , ülkenin siyasi, politik ,düşün dünyasının nasıl ceterfilli yollardan geldiğine ve yine nasıl bunlara karşı tahamülsüz olunduğuna ve bu çekişmelerin yıllar geçmesine rağmen halen devam edebiliyor olduğuna şahitlik ediyor ve istemeseniz bile düşünmeye yönlendiyor okuru ... Mutlaka okunması gereken özel bir roman bence .
Şubat 2007 - On Bir Futbol Öyküsü - Camilo Jose Cela Can Yayınları– 96 Sayfa
Yazarın çok farklı bir dille Latin , Akdeniz edebiyatı tadında , İspanyol edebiyatına has bir dille yazılmış çeşitli konulardan derlenmiş zor öykülerinde futbol ya da futbolun çağrışım yaptığı ya da içinde barındırdığı kimi unsurların içine serpiştirildiği bu öyküler doğrusu beni okurken oldukça zorladı . Etkileyici öyküler kadar içinde belki de çeviriden kaynanlanan konsantrasyonu ve anlam bütünlügünü zorlayan gariplikler vardı . Ayrıca çok yanncı terim kitaptaki orjinal haliyle çeviride yer almış gibi geldi bana , buda konsantrasyonumu ciddi derecede zorlamıştı . Ama inantçı tavrım ve futbol dilencisi mantığım ona ait herşeyden bir tat alınabileceğine inadırmıştı beni kimi öykülerden büyük haz aldığımı söyleyerek noktalıyorum yorumumu ...
Mart 2007 - Hayalet Dansı A.B Collins - Ahmet Balkan – Yumuşak G Yayınları – 244 sayfa
Baştan söylemeliyim ki bu kitabı bir sokak kitapçısından çok düşük bir maliyete almıştım . Başlığı , kapağı Amerikan yerlilerine olan özel merağımdan ve bu konuda çıkmış tüm gördüğüm Türkçe kaynakları okumak isteğimden olsa gerek beni çekti . Ancak baştan söyleyeyim çok iyi niyetli bir çaba olmasına rağmen bu polisiye roman bence başarısızdı . Öncelikle yazar bir Türk ancak kitapta neden se takma bir ingilizce isim kullanmış onu dışında romandaki kurgu çok ana hatlarıyla ikinci sınıf bir amerikan filmi senaryosu gibi kurgulanmış , bir bütünlük romanda var , okurken acaba bundan sonra nasıl kurgulamış diye merak bille etiğimi itiraf etmeliyim ama doğrusu beni hayrete düşürecek kadar şaşırtamadı . Bence tüm bunların yanında - konuya biraz yakın olan biri olarak- roman kahramanlarını Kızılderililerden seçmesi , Kızılderili Kültürü üzerinden ve cinayetlerde bu kültürün izlerinin olmasından dolayı yazarın bu konuda çok fazla tutarsızlığı , bilgileri birbine karıştırdığı , yine daldan dala atlayarak kulaktan duyma ve izlenilen sinema filimlerinden esinlenir gibi yarım bilgileri bir bütünmüş ve doğruymuş gibi gösterdiği kızılderili kültürü üzerine verdiği bilgilerdir beni okurken rahatsız etti . Hayalet Dansı'nın neden çıktığı önemli bir süreçtir bu sürecin devamının bugüne yansımasını katil bir kabile olayı gibi göstermesi , yine farklı kabile kültürlerini tek bir kızılderili kültürü gibi empoze etmesi , Kızılderili Bürosu yetkilisinin Kızılderili tarihi konusunda ki çok temel bilinenler konusunda bilgisiz gibi gösterilmesi , kızılderli okulları hakkındaki vurguları tamamen kulaktan duyma ver yarım yamalk bilgiler dayanıyor . Konu hakkında bilgisi olmayan okurlar için önemsiz ayrıntılar olabilir ama benim için rahatsız edici unsurlardı bunlar . Yazarın ben bir kitap yamalıyım deyip düşünmeye başladığı ve bu konu ilgi çeker diyerek yeterince araştırma yapmadan yazdığı izlenimine kapıldığımı belirtmeliyim . Özel meraklılar dışında tavsiye etmiyorum .
Nisan 2007 - El DiegoDiego Maradona - Goa Yayın- 272 Sayfa
Eğer futbolu seviyorsanız ve onu yalnızca bu ülkenin belli başlı medya organlarından takip etmek dışında dahada fazlası için uğraş veren ve futbolun aynı zamanda sadece futbol olmadığına inanalardansanız ve futbol kültürü ve kahramanları hakkında okuma merakınız varsa , onun ötesinde ve özelde bir Maradona hayranı iseniz , ya da ona kızıyor onu lanetliyorsanız bu kitabı MUTLAKA OKUMALISINIZ . Belliki Maradona anlatmış bir yazar onu kaleme almış ve edit etmiş ama olsun , gerçekten okurken Maradona'yı dinliyor hissine ben kapıldım bunu belitrmeliyim.
Kitap özellikle çocukluğundaki dönem ve ilk profosyonel maçına çıktığı Argentino Juniors dönemlerini çok çarpıcı veriyor . Yoksulluğun tek ilacının olduğu futbolun bir küçük çocuğu nasıl dünyanın en büyük futbol ilahı yaptığını hissedebiliyorsunuz . Bunun dışında Boca'ya transfer oluşunun müthiş hikayesini , Barcelona'da başkana (Nunes) niye embesil dediğini , Muhteşem Napoli yıllarını , Amerikalıları 100 milyon dolar önermelerine rağmen çifte vatandaşık konusunda nasıl reddettiğini , Milli takım yıllarını Boca ile nasıl para için belkide dünya rekoru kırarcasına 4 kıtada 1 haftada yaptığı maçların hikayelerini bu kitapta Maradona'nın ağzından dinler gibi oluyorsunuz ve de dinliyorsunuz zaten . Bu arada Maradona'nın nasıl sadece bir futbolcu olmadığını ve neden dünyanın en büyük futbolcusu olduğunun karizmasını anlama şansına sahip olacak ona birkez daha şapka çıkaracaksınız . Bir tek konu hariç ; uyuşturucu ... Ona da kitapta zaten ayrıntıyla değinmiyor ve kötü olduğunu vurgusu yapılarak geçiliyor , sanırım kitabı okuyacak çocukların ve gençlerinde olacağı düşünülereke ki bende bunu doğru buldum .
Mayıs 2007 - Cumartesi - Ian McEwan - YKY Yayınları -270 sayfa
Yazarın bir ya da hepsi emin değilim romanlarını yazarken hergün bir cümle yazarak tamamladığı yönünde birşey duymuştum , bunu ilginç bulmuş ve yazarı okumak istemiştim . Dolayısı ile bir romanını 3 yılda tamaladığı şekline bir bilgi ulaşmıştı kulağıma . Bilmiyorum Cumartesi bu tekniklemi yazılmış ama çok enteresan bir ironi olduğunu düşünüyorum bu durum karşısında çünkü bu başarılı romanda yazar kahramanı olan sinir cerahı - beyin - doktor Parowne'nun bir Cumartesi sabahı gün doğumundan önce odasının camını açıp dışarıya bakmasından yine tam 24 saat sonrasına yakın bir dilimde geçridiği bir günü anlatıyor . Doktor kahramanınımızın diliyle bu 24 saati onunla beraber yaşatıyor bize . Doğrusu konu ağır ve aksak başlıyor , sonrasında belli bir ritmi buluyor günün sonunda ki akşam saatinde ki ev buluşmasında doruğa çıkıp ilerleyen saatlerde tepmo hafifçe ve uygun biçimde düşerek günün sonunda huşu içinde sonlanıyor . Dr Perowne'nin tüm hayatını kapsayan - aslına bakarsanız modern hayatın ve şehir yaşamının içinde genellikle işini öenmseyen ve başarılı görünen birçok insanın sıradan hikayesinin ciddi bir sunumu ve sorgusu niteliğinde denilebilir bu kitabın ana özüne - sıradanlaşmış yaşamının bir kesitine şahitlik ediyoruz . İş , çocuklar , eş- cinsellik- yaşlı anne- arkadaşı ile squash maçı - sokak gösterileri - politik tartışmalar ve sokakta karışıtığı alakasız bir olay ve sokakların dili vb. Tüm bunların dışında bu samimi ve içten duyguların kitapta ayrıntılarla anlatılışı ve yazarın beyin cerahhisi gibi , ve blues muziği gibi iki spesifik konuda müthiş araştımış ya da konuya hakim olduğunu hissediyorum - beyin cerahisini bilmem ama blues konusunda gayet iyiydi - . Bu doğrusu benim için kitapta dikkat çeken önemli ayrıntılardı . Yine gözlem yeteneğine dayanan tasvirler ve anlatımlar ayrıntılarla okuru etkiliyor .
Kısa notum şudur : Tavsiye ederim sabırla okuyun ilginizi çekeceğine ve keyif vereceğine eminim . Sorgulayıcı birçok noktada bulacaksınız kendi hayatınızada dair ...
Aylak Adam yorumladı
Haziran 2007
Gelecek ay için okumaya başladığım kitap
Akdeniz’in Kitabı
Yazar: Predrag Matvejević
Çevirmen: Tolga Esmer
Sayfa: 245
Yayınevi : YKY