Monday, April 30, 2007

Aylak Adamın Gözüyle 2 ( Nisan 2007 )

Aylak Adamın Şubat-Mart molası


Aslında yılın başında herayın gündemini Aylak Adam gözüyle ve taramasıyla derleyip aylık değerlendirmeler yapmak istiyorudum ancak maalesef şubat ve mart aylarını özel sorunlar ve yoğunluk nedeniyle atlamış olduk . Yine ayrıca bu dönemde kendimi bu yoğun ülke ve dünya gündeminden biraz sıyırıp kendime verdim . İlgi alanlarımın en önemlilerinden biri olan müzik ( ağırlıklı Klasik Rock, Etnik, Kızılderili,Turk Rock vb.) arşivi oluşturmaya adadım , bu sayede hem geçmişe hem de içdünyama önemli bir gezinti yapma fırsatı bulmuş oldum . Müziğin tınıları hertürlü ortamda insana farklı bir his vermeyi başarıyor . Uzun süreden sonra eksi bir parçanın ilk notasını duymak tıpkı çok sevilen ve özlemle aranan ve izi kaybedilmiş bir dostla tanışmaya benzedi . Sonuçta bu yolculuğum şu anda 1000 ‘e yakın albüm sayısına ulaştı . Tabii bunlar için internet üzerinde titiz ve yılmadan yapılan bir çalışma gerekti . Sonunda değidi ama henüz bitmedi... Bu sebeple siyasi ve genel gündeme biraz mola verdim . Futbol üzerine yamaya , okumaya da ...Ancak FB’yi kesintisiz izledim , ancak dün akşamdan sonra ne düşüneceğimi artık bilmiyorum . ( Dün akşam FB :2 Denizli :2 Son 4 haftaya girildi BJK’nin 2 , GS’nin 6 puan önündeyiz ama önümüzde 3 – BJK,TS ve GS – önemli maç var ) Bu takım ve bu camia ve bu olaya taraf ve gönüldaş olmanın gerçekten çok önemli bir bedeli olmalı ve bunun da ancak bir kader olduğuna inanmalı yoksa bu futbol taraftarı olma ve çekilen ızdırabın hakikatten mantıklı bir açıklaması olamaz . Yinede bu konudaki son sözümüzü FB’liliğimize olan inacımızla bitirelim . Bu şartlar altında da Şampiyon olacağımızı düşünüyor ve bunada inanıyorum 3 maçtan 5 Puan çıkaracağız en az.


Aylak Adam'ın Her Ay En Az Bir Kitap Okuma Kampanyası
Yine bu 3 aylık zihinsel kuluçka döneminde yılın başında düşündüğüm bu sayfalarda da yazmayı planladığım bir başka kendime hediye yeniliğide sizlerle paylaşmak istiyorum . Uzun bir süre çeşitli sebeplerle ( ! ) KİTAP OKUYAMAZ hale gelmiştim ve bu yıl başı itibari ile “ EN AZ” olma kaydıyla “ Her Ay Bir Kitap Oku” onuda birşekilde paylaş ki ruhundaki etkileşimi daha kalıcı ve sağlam olsun .

Bu uğurda şu ana kadarki 4 ay süresince 4 kitap okumayı tam zamanlı olmasa da başarabildim . Bunlar sırası ile ; 1- Başın Öne Eğilmesin Sabahattin Ali'nin Romanı - Hıfzı Topuz - 264 sayfa 2- On Bir Futbol Öyküsü - Camilo Jose Cela Can Yayınları– 96 Sayfa 3- Hayalet Dansı – A.B Collins - Ahmet Balkan – Yumuşak G Yayınları – 244 sayfa 4- El Diego – Diego Maradona - Goa Yayın- 272 Sayfa ( Yakında kitaplar hakkında kısa düşüncelerimi yazacağım . Her ay en az bir kitap okumalıyız en azından alışkanlığı kaybetmemek için .) Mayıs ayı içinde şu anda Ian McEwan'ın Cumartesi isimli kitabını okuyorum.



Dünya , Türkiye ve gündem
Ancak tabi tüm bu kişisel durağanlık dönemi dünyayala , ülkeyle ve gündemle bağlarımızı koparamadı . Zaten Türkiye’de yaşayıp belkide ülkenin tarihinin en önemli günlerine şahitlik yaptığımız şu dönemde kulaklarımızı ve gözlerimizi buna kapamamız mümkün olmazdı .






Çumhurbaşkanlığı Krizi ve Olağanüstü Tandoğan ve Çağlayan Mitingleri
Nisan ayı olağanüstü bir krizle son buldu
: Cumhurbaşkanlığı Krizi – Hükümetin özellikle antilaik tavır ve davranışlarının ve yaptıklarının ardından özellikle kardolaşma ve bununla bağlantılı uygulamaları sonuçta bağımsız halk kitlelerini TC Tarihinde görülmemiş derecede önemli tepkiler vermesine ve “ Cumhuriyeti ve Laikliği Koruma ve sahip çıkma” Mitinglerine dönüştü 14 Nisan da Ankara Tandoğan Meydanı 29 Nisan da İstanbul Çağlayan Meydanı – ki oradaydım o çoşkulu katılımın içinde olmanın gururunu ve mutluluğunu da belirterek - mitinglerine 3 Milyonun üzerinde insan bilfiil katıldı ve haykırıdı . Türkiye’nin çağdaş değerlerine sahip çıktı . Hükümeti istifaya , Çankaya' yı layığı olanlara bırakmaya , laikliğe sahip çıkmaya çağırdı. İnanılmaz bir çoşku vardı . Bu Türkiye’de umarım birçok şeyi değiştirecek bir ruhun enerjinin ve aynı zamanda demokratik ve özgür bir geleceğin önü açan ruh yaratır .



Ordu ve Halk Muhtırası aynı anda
Genel Kurmay’ın 27 Nisan gecesi internet sayfasına yansıyan açıklamasıda ayn gün ilk turda tüm numaraları deneyerek Abdullah Gül’ü seçtirmek isteyen AK Partiye yönelik bir muhtıra olarak algılandı .Ama esas muhtıra dün Çağlayan’da halk tarafından verildi . “ Tayyip baksana kaç kişiyiz saysana” , “Tayyip alana Aydın Doğan Bedava “ ,” Hükümet düştü, Halk Yükseldi “ vb. Çok önemli ince ve başarılı dokundurmalarda vardı . Birde Tandoğan’a gözlerini kapayan medya ya dün olağanüstü öfke vardı. Ne hikmetse bu sabah özellikle Doğan Medya grubu gazeteleride dahil olmak üzeri mitinge manşetten tam sayfalar ayırmışlardı. Tüsiad erken seçim çağrısı yapıyordu. Gerçekten trajedi aslında tüm bunlar , nasıl anlayışın bu ülkeye hakim olduğunu rüzgarın yönüne göre tüm algıların nasılda kolayca değiştiğini gööstermesi vs. Sonuçta halk samimi ve içten dileğini olanca çarğıcılığı ve gücüyle emsali olmamış biçimde temiz , olaysız ve demokratik biçimde meydanlarda göstermiş ve göstermeyede devam edecektir. Umarım haklı anlarlar ... Yoksa başka çözüm yok , kaybederiz hepsi bu .




Çevre Doğa Mitingi
Yine 28 Nisan Cumartesi günü Küresel Isınma ve Çevre ile ilgili Kyoto Anlaşmasının imzalanması ve çevre sorunlarına dikkat çekmek amacıyla birkaç yıldır yapılan bir başka mitinge 3-,5 Yaşındaki sevgili kızım Doğa ile katıldım . Orada da Çevreye duyarlılığa ve Global sermayeye çevrenin para için yokedilmesine karşı birkaç bin kişi sesimizi çıkardık . Yürüyüşe etrafa d,z,lerek bakanların ne düşündüklerinide pek bir merak ettim doğrusu . Bu renkli ve manalı gösteriyi düzenleyenleride kutluyorum . Temiz bir dünya arzusu ve özlemiyle ...


Aylak Adam
30 Nisan 2007