Aylaklar
Bütün bir gün sırtüstü uzanıp dere kıyısında dinledik suyun akışıyla kavakların hışırtısını
Mor incirler kopardık kuşluk vakti dallardan soğuttuk soğuk sularda ürküterek kurbağaları
Öğleye doğru köylüler bir sepet kehribar üzüm ve domates getirdiler bir topak da peynir
Onlar işlerine döndüler biz yalnız kaldık yine umursamaz tarlakuşları uçuşup durdu üstümüzde
İkindiye doğru derede taş sektirdik, yüzümüzü yıkadık bir taş atımı ötede sıçrayıp kaçtı bir dağ tavşanı
Akşamın bir vaktinde köylüler sepetleriyle ve türküleriyle gelip kondular dere kıyısına
Meşe dalları toplanıp ateş yakıldı orta yere çevirdik erafını hepimiz konuştuk şundan bundan
Sonra kıvrılıp yattılar uyuyakaldılar hemencecik
Ortada küllenen ateş gökte yürüyen ay kaldı
Uyuyamadık biz bir zaman
Çobanların çok ötelerden gelen türkülerini dinledik bir de kendi nefeslerimizi
Sabah erkenden gittiler biz kaldık yine orada ve yine sırtüstü uzanıp dinledik kendimizi bir süre
Ne köylüler yüz verdi bize ne de bütün bir gün dere kıyısında düdüğünü öttüren çocuk
Ahmet Telli
Monday, January 22, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment